Gazeteabc/ Haber: Adiviye ElbaşBursa Genç Eğitim Sendikası Bursa Şube Başkanı Metin Öksüz, bayram tatilinin ardından ilk ziyaretini Gazeteabc’ye gerçekleştirdi. Öksüz, sendikanın gündemdeki çalışmalarını ve eğitim sektöründeki gelişmeleri Gazeteabc ile paylaştı. Başkan Metin Öksüz Gazeteabc’de Adiviye Elbaş’a verdiği ropörtajda: “Ben uzun yıllardır sendikacılık yapıyorum. Daha önce uzun yıllar Türkiye Kamu-Sen Türk Eğitim-Sen’de hem il başkan yardımcılığı hem de il başkanlığı yaptım. Daha sonra geçen yıl Haziran ayından itibaren Genç Eğitim Sendikası’nın Bursa kurucu il başkanı olarak görevlendirildik. Ondan sonra ekibimizle beraber çalışarak, çok kısa bir sürede, yaz tatilini saymazsanız, Eylül ayından bugüne kadar Bursa’da 700 üye kaydı yaptık. Belki bu zaman diliminde bizden daha önce kurulan çok daha büyük sendikalar dahil olmak üzere bu kadar vekalet yapmamışlardır. Bursa’da toplamda Türkiye’de 54 eğitim sendikası var ve bu 54 eğitim sendikası arasında şube kurmayı başaran bildiğim kadarıyla 6 sendika var. O 6 sendikadan biri de biziz. Biliyorsunuz, bir sendikanın şube yeter sayısı en az 400 üye. Biz şu anda buna çok kısa sürede ulaştık ve şu anda 700 üyeye ulaşmış durumdayız. Yani ortalama her ay 100 arkadaşımız siyasetsiz yeni nesil sendikacılar olarak sendikamıza katılıyor.” dedi.
Tüm siyasi partilere eşit mesafedeyiz
Başkan Öksüz’e Genç Eğitim Sendikasının ana hedefini sorduğumuz da Başkan bizlere: “Genç Eğitim Sendikası’nın belirli bir hedefi ve amacı vardır. Eğitim çalışanları, uzun yıllardır mevcut sendikaların siyasi partilerin arka bahçesi haline gelmesinden yorulmuş ve bıkmıştır. Bu sendikalar, otuz, otuz iki yıldır eğitim çalışanlarının hiçbir kazanım elde etmesine katkı sağlamamıştır. Dolayısıyla, her geçen gün sosyal, mali ve özlük hakları bakımından memur ve eğitim çalışanları geriye gitmektedir. Genç Eğitim Sendikası, kamu birliği konfederasyonuna bağlı olarak, en temel felsefesi olan “Yeni nesil siyasetsiz, tarafsız, bağımsız sendikacılık” anlayışını benimsemektedir. Bu, şu anlama gelmektedir: Biz, hiçbir siyasi partinin, tarikatın veya cemaatin ön ya da arka bahçesi değiliz. Tüm siyasi partilere eşit mesafedeyiz.
Bir şeyi önerirken çözüm önerisi sunabilmek önemlidir
Bir sendikanın asıl işlevi, hedeflediği kitlenin, yani çalışanların sosyal, ekonomik ve özlük hakları için mücadele etmektir. Biz, bu amaç doğrultusunda çalışan ve eğitim çalışanlarının daha müreffeh, daha iyi şartlarda mesleklerini icra etmelerine yardımcı olmaya çalışan bir sendikayız. Sorunları tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu sorunlara gerçekçi çözüm önerileri sunan bir sendikayız. Yıllarca sendikacılar, sorunları eleştirdiler; örneğin, yönetici atama sistemi veya öğretmen atama sistemi yanlış diye ifade ettiler. Ancak, doğru olanın ne olduğu ve sendika olarak ne önerdikleri konusunda sessiz kaldılar. Dolayısıyla, bir şeyi eleştirirken aynı zamanda çözüm önerisi sunabilmek önemlidir.
İnsanlar siyasetin eğitime bulaşmasını istemiyor
Genç Eğitim Sendikası ve Kamu Birliği Konfederasyonu, üzülmek veya bağcıyı dövmek yerine, gerçekten eğitim çalışanları ve memurlar için kazanım elde etmeye çalışan bir yapıdır. Bunu yaparken de tamamen tarafsız, bağımsız ve siyasetsiz bir anlayışla hareket etmektedir. Bu yaklaşım, kamu birliği konfederasyonunun iki yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’de yaklaşık 90 bin olan üye sayısını, bugün 100 binin üzerine çıkarmasına katkı sağlamıştır. Genç Eğitim Sendikası da, ismi “genç” olmasına rağmen Bursa ve Türkiye genelinde hızla büyüyen bir sendikadır. Bu büyümenin altında yatan en temel etmen, insanların siyasetten nefret eder hale gelmiş olmasıdır. Artık insanlar, siyasetin eğitimle bulaşmasını istemiyor ve sendikaların siyasetten bağımsız olmasını talep ediyor. Memurlar arasında “Benim sendikam olsun, arkamda bir güç bulunsun ama bu sendikaya üye olduğum için bir partiyle etiketlenmek istemiyorum” anlayışı yaygındır. Biz, bu kitleye hitap ediyoruz.” dedi.
Soruna çözüm sunan bir sendikayız
Başkan Öksüz açıklamalarının devamında: “Genç Eğitim Sendikası Bursa Şube Başkanı olarak, Türkiye’nin eğitim durumu hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Türkiye’deki eğitim seviyesinin yeterli olup olmadığı konusunda bazı sorunlar olduğunu düşünüyorum. Öncelikle, biz sadece sorunları dile getiren bir sendika değil, aynı zamanda çözüm önerileri sunan bir yapıyız. Örneğin, öğretmenlik meslek kanunu çıkarken, bu konuda bir kanun teklifi hazırladık ve bunu Sayın Bakan’a ve birçok siyasi parti temsilcisine ilettik. Uzman öğretmenlik, baş öğretmenlik ve eğitimde şiddet konularında neler yapılabileceğini dile getirdik.
Öğretmen atama kriterleri yok
Yönetici atamalarıyla ilgili en önemli beklentimiz, ehliyet ve liyakat esaslı bir yönetici atama sisteminin getirilmesidir. Proje okulları, şu anda “benim adamım” anlayışıyla yönetiliyor. Bursa Anadolu, İMK ve Fen Lisesi gibi okullar, öğrenci sınavla kabul ederken, bu okullara atanacak öğretmenlerin atama kriterleri yok. Hizmet yılı veya puan gibi bir değerlendirme yok; tamamen torpil ile atama yapılıyor. Bu nedenle, proje okulları yönetmeliğinin değiştirilmesi gerekiyor. Atanacak öğretmen ve idarecilerin objektif değerlendirme kriterlerine göre atanması sağlanmalı. Böylece atanacak kişilerin gerçekten ehliyetli ve liyakatli olduğuna dair vicdanen rahat hissedebilmeliyiz. Ayrıca, öğretmen atama mülakatları uzun yıllardır eleştiriliyor. Bu durum, birçok gencin öğretmen olmaktan nefret etmesine neden oluyor. Yeni getirilen akademi sistemi, dört yıl üniversite eğitimi alan gençleri yeterli görmeyip iki yıl daha eğitim vermeyi öngörüyor. Ancak, bu konuda da birçok soru işareti var. Sonuç olarak, gençler için pişmanlık kaynağı haline gelen bir sistem oluşturulmuş durumda.
Partisel yaklaşımlar geleceğimizi tehlikeye atmaya devam edecektir
Eğitimde birçok sorun ve tartışma mevcut. Özellikle tarikat ve cemaatlerin eğitimdeki etkisi, bilimsel yaklaşımlardan uzaklaşma gibi ciddi sorunlar var. Sürekli değişen yönetmelikler de can sıkıcı bir durum. Türk milli eğitiminin en büyük sıkıntısının sistemsizliğin sistem haline gelmesi olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, siyaset üstü bir milli eğitim sistemi oluşturmamız gerekiyor. Tüm siyasi partilerin katkı sunması şart. Aksi takdirde, eğitim programlarının sürekli değişmesi ve partisel yaklaşımlar, geleceğimizi tehlikeye atmaya devam edecektir.” dedi. 
News
