14 Haziran 2025 Cumartesi
Konserlerin gidişatında farklı meslek gruplarından bir araya gelen ve 12 kadından oluşan özel bir vokal topluluğu Dem Vokal sahne alacak. Bu anlamlı performans, sadece müzikal zenginliğiyle değil, toplumsal güvence mesajıyla da uygulamada güçlü bir etki bırakacak.Türkiye’nin en etkileyici konser projelerinden biri olan “Anıtsal Mekanlarda, Anıtsal Konserler” projesi, yerel dokuların büyüsünü müzikle harmanlayarak Ege’de muhteşem anlara sahne olacak. Daha önce farklı şehirlerde 23 kez sahneye çıkmış ve bulunabilen en çok şifreli sisteme girmiş bu proje, şimdi de Türkiye’nin gözde tatil beldeleri Marmaris ve Datça Açıkhava Tiyatroları’nda müzik severlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bu benzersiz proje; kültür, sanat ve müziği bir araya getirerek hem sahne hem de seyirci deneyimini dönüştürmeyi hedefliyor.
“Sanatla dönüşüm” formülüyle yola çıkan proje, Türkiye’nin en fazla kayıpsız mekanlarında konserlele; Barış Manço, Cem Karaca, Erkin Koray ve Orhan Gencebay gibi Anadolu rock müziğinin efsane isimlerinin eserleri, senfonik bir yaklaşımla yeniden yorumlanacak.Daha ilk parçadan seyirciyi etkisine alarak muhteşem bir konser programı sunan portföy orkestra şefliği ve düzenlemeleri, çağımızın imza isimlerinden Hakan Şensoy’a ait. Çağ Erçağ’ın uluslararası düzeydeki çalgı yorumculuğu ve Nurkan Renda’nın rock müziğinin tüm ögelerine sahip bilgi birikimiyle renkli bir müzik paleti ortaya çıkıyor. Bu üç büyük isim, güçlü bir rock grubu tamamlanıyor. Emre Günay (perküsyon), Uğur Gülbaharlı (tuşlu çalgılar) ve Eylem Pelit (bas gitar). Birlikte, Anadolu rock’ın ruhunu senfonik ögelerle harmanlayarak dinleyicilere farklı bir müzik deneyimi sunuyorlar.Popüler müzik tarihimizde dinleyici ile aracısız bütünleşebilen parçalardan seçilmiş repertuvarın düzenlemelerinde, klasik armoniden seri yazıya, minimal anlayışlardan post modern yaklaşıma kadar pek çok uygulama tekniği kullanılıyor.
18 Temmuz Marmaris ve 19 Temmuz Datça Açıkhava Tiyatroları’nda olacak olan “Senfonik Anadolu Rock / BUKALEMUN” konserleri sadece müzikseverleri değil, aynı zamanda toplumsal olarak kalıcı kılmak isteyenler de buluşturacak. Konserlerin sahnelenmesinde sahne alacak olan Dem Vokal, farklı meslek gruplarından bir araya gelen 12 özel bir kadın koro topluluğundan oluşuyordu.Kadın hakları konusunda toplumsal birikim yaratmayı sağlayan bu güçlü güçler; müzikal direktör ve şef Haluk Polat önderliğinde seslendireceği beş parçalık özel repertuar ile izleyicileri Senfonik Anadolu Rock atmosferine hazırlanırken, macera sürprizlerle devam edecek.6000 kişilik Marmaris ve 2000 kişilik Datça Açıkhava Tiyatrosu’nda dinleyicileriyle buluşacak olan bu performansın ardından sahnenin asıl sahibi “Senfonik Anadolu Rock / BUKALEMUN”, konserleriyle uzun süre etkisinden çıkılamayacak keyifli saatler yaşatacak.
Uzun süren hastalıkların sonucunu hayata geçirme organizasyonunu üstlenen Major Majestic Music tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:“Datça ve Marmaris Açıkhava Tiyatroları, bu yazle harmanlanmış toplumsal bir dönüşüme ev sahipliği yapacak. ‘Senfonik Anadolu Rock / BUKALEMUN’un, yeni bir senfonik anlayışıla binlerce müzikyi etkisine alışmaya katılmak üzere.
Kültürel değişimin modern yorumlarla sahneye taşındığı bu proje, sadece bir müzik etkinliği değil; aynı zamanda izleyicileri sevdikleriyle buluşturan bir deneyim sunuyor. Bu yaz, Anadolu’nun sesine kulak vermesi ve gücünü göstermesini isteyen herkese Datça ve Marmaris’in büyüleyici atmosferine davet eden konserlerin takvimi şu şekilde:- 18 Temmuz Cuma – 21:00 | marmaris amfi tiyatro- 19 Temmuz Cumartesi – 21:00 | Datça Amfi Tiyatro
Türk vatandaşlarının vizesiz gidebileceği ülkeleri ve bu ülkelere yönelik Festival Tur markası altında sunulabilecek tur planlarını tek bir listede.
Listeyi bölgesel olarak gruplayarak ve her ülke için önerilen tur süresi ile görmek isteyenler için durum şöyle.
Vizesiz Ülkeler ve Önerilen Tur Programları
(Türk vatandaşları için vizesiz ya da kapıda/e-vize ile kolay giriş sağlanan ülkeler)
Tur Süresi: 4 Gün
Rota: Bakü – Gobustan – Haydar Aliyev Merkezi
Öne Çıkanlar: Ateşgah, halı müzesi, Hazar Denizi kıyısı
Tur Süresi: 5 Gün
Rota: Belgrad – Novi Sad
Öne Çıkanlar: Tuna Nehri, Kalemegdan, Skadarlija sokakları
Tur Süresi: 5 Gün
Rota: Saraybosna – Mostar – Blagaj
Öne Çıkanlar: Mostar Köprüsü, Başçarşı, Derviş Tekkesi
Tur Süresi: 4 Gün
Rota: Kotor – Budva – Podgorica
Öne Çıkanlar: Adriyatik sahilleri, tarihi eski şehirler
Tur Süresi: 8 Gün
Rota: Bangkok – Pattaya
Öne Çıkanlar: Yüzen pazarlar, tropikal adalar, Budist tapınakları
Tur Süresi: 6 Gün
Rota: Almatı – Çimkent
Öne Çıkanlar: Doğa turları, Sovyet mimarisi, göl gezileri
Tur Süresi: 6 Gün
Rota: Bişkek – Issık Gölü
Öne Çıkanlar: Dağ yürüyüşleri, yerel pazarlar
Tur Süresi: 4 Gün
Rota: Tiflis – Batum
Öne Çıkanlar: Şarap mahzenleri, tarihi binalar
Tur Süresi: 7 Gün
Rota: Santo Domingo – Punta Cana
Öne Çıkanlar: Karayip plajları, kültürel miras, rom ve puro turları
Tur Süresi: 7–10 Gün
Rota: Havana – Varadero – Trinidad
Öne Çıkanlar: Klasik arabalar, tarihi sokaklar, salsa geceleri
Tur Süresi: 9 Gün
Rota: Rio de Janeiro – Iguazu Şelaleleri
Öne Çıkanlar: Cristo Heykeli, plajlar, Samba kültürü
Tur Süresi: 8 Gün
Rota: Bali Adası
Öne Çıkanlar: Tapınaklar, pirinç tarlaları, masaj ve spa kültürü
Tur Süresi: 6 Gün
Rota: Kuala Lumpur – Langkawi
Öne Çıkanlar: Tropik adalar, cami ve gökdelen birleşimi
Tur Süresi: 6 Gün
Rota: Tunus – Kartaca – Sidi Bou Said
Öne Çıkanlar: Akdeniz sahilleri, tarihi antik kentler
Tur Süresi: 4 Gün
Rota: Üsküp – Ohrid
Öne Çıkanlar: Ohrid Gölü, Taş Köprü, Türk çarşıları
Tur Süresi: 5 Gün
Rota: Tiran – Berat – Saranda
Öne Çıkanlar: Dağ – deniz karışımı doğa, Osmanlı mirası
Tur Süresi: 4 Gün
Rota: Kuveyt City
Öne Çıkanlar: Körfez mimarisi, lüks alışveriş
Tur Süresi: 6 Gün
Rota: Taşkent – Semerkand – Buhara
Öne Çıkanlar: İpek Yolu izleri, Timur mirası, medreseler
Tur Süresi: 3 Gün
Rota: Kişivev
Öne Çıkanlar: Tarih, Doğa, Eğlence
Tam Ülke Listesi
Arjantin, Güney Amerika’nın en büyük ülkelerinden biridir. Buenos Aires gibi şehirleri ile ünlü olan Arjantin, tangonun doğduğu ülke olarak bilinir. Ayrıca Patagonya ve Iguazu Şelaleleri gibi doğal güzellikleri de oldukça meşhurdur.
Balkanların tarihi ve kültürel zenginlikleri ile tanınan Arnavutluk, Türkiye’den vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alır. Arnavutluk’un başkenti Tiran, tarihi eserleri ve doğal güzellikleri ile turistlerin ilgisini çeker. Adriyatik Denizi’ne kıyısı olan bu ülke, aynı zamanda sahilleri ve doğa sporları ile de ünlüdür.
Kardeş ülke olarak bilinen Azerbaycan, Türkiye’den vizesiz gidilebilecek ülkeler arasında önemli bir yere sahiptir. Başkent Bakü, modern mimarisi ve tarihi dokusu ile öne çıkar. Azerbaycan’ın doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri, Türk turistler için her zaman cazip olmuştur.
Karayipler’in cenneti olarak bilinen Bahamalar, tropik adaları ve berrak suları ile dikkat çeker. Türk vatandaşlarının vizesiz gidilebileceği ülkeler arasında yer alan Bahamalar, beyaz kumlu plajları ve lüks tatil köyleri ile ünlüdür. Özellikle su sporları ve dalış tutkunları için popüler bir destinasyondur.
Güney Amerika’nın en büyük ülkesi olan Brezilya; renkli kültürü, plajları ve doğal güzellikleri ile bilinir. Türk vatandaşlarının vizesiz gidilebileceği Brezilya, Rio de Janeiro’daki ünlü plajları ve Amazon yağmur ormanları ile dikkat çeker. Karnavalı ve samba dansı ile Brezilya, eğlenceli bir tatil destinasyonudur.
Tarih ve kültür kokan Bosna-Hersek, özellikle Osmanlı mirası ile Türk turistler için cazip bir destinasyondur. Başkent Saraybosna, tarihi çarşıları ve camileri ile ünlüdür. Vizesiz gidilecek ülkeler arasında olan Bosna-Hersek, doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile her yıl binlerce turisti kendine çekmektedir.
Endonezya, özellikle Bali Adası ile dünya çapında ünlüdür. Türk vatandaşlarının vizesiz gidilebileceği bu tropikal ülke; doğası, plajları ve kültürel zenginlikleri ile dikkat çeker. Vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alan Endonezya, dinamik yaşam tarzı ve egzotik doğasıyla her yıl milyonlarca turisti ağırlar.
Afrika’nın batısında yer alan Fas, egzotik pazarlardan çöl manzaralarına kadar çok çeşitli turistik deneyimler sunar. Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat edebileceği ülkelerden biri olan Fas, Marakeş ve Kazablanka gibi şehirleri ile tanınır. Fas’ın tarihi dokusu ve doğal güzellikleri, turistler için unutulmaz bir deneyim sunar.
Doğu Asya’nın teknolojik ve kültürel merkezi olarak bilinen Güney Kore, vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alır. Başkent Seul; modern yapıları, alışveriş olanakları ve tarihi mekanları ile turistlerin ilgisini çeker. Ayrıca ülkenin doğal güzellikleri de göz kamaştırıcıdır.
Türkiye’nin komşusu olan Gürcistan, özellikle Batum ve Tiflis gibi şehirleri ile dikkat çeker. Türk vatandaşlarının vizesiz gidilebileceği ülkeler arasında yer alan Gürcistan hem tarihi hem de doğal güzellikleri ile öne çıkar. Kafkas Dağları’na ev sahipliği yapan bu ülke, doğa tutkunları için ideal bir rotadır.
Teknoloji ve geleneklerin harmanlandığı Japonya, Türk vatandaşlarının vizesiz seyahat edebileceği ülkelerden biridir. Tokyo, Kyoto ve Osaka gibi şehirleri ile tanınan Japonya, modern hayat ile tarihi dokunun iç içe geçtiği bir yerdir. Ülkenin doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleri de oldukça etkileyicidir.
Doğal güzellikleri ve Adriyatik kıyılarındaki muhteşem sahilleri ile ünlü Karadağ, vizesiz gidilecek ülkeler listesinde yer alır. Tarihi kentleri, özellikle Kotor Körfezi gibi UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan alanları ile Karadağ, Akdeniz kültürünü keşfetmek isteyenler için ideal bir destinasyondur.
Kolombiya, Güney Amerika’nın renkli ve dinamik ülkelerinden biridir. Vizesiz gidilebilecek ülkeler arasında yer alan Kolombiya, Cartagena gibi tarihi şehirleri ve Amazon ormanları ile turistlerin ilgisini çeker. Ülkenin tropik iklimi ve kültürel çeşitliliği, Kolombiya’yı benzersiz bir tatil destinasyonu yapar.
Kosova hem doğal hem de tarihi zenginlikleri ile öne çıkan bir Balkan ülkesidir. Türk vatandaşları için vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alan Kosova’nın başkenti Priştine, modern ve geleneksel yaşam tarzını bir arada sunar. Kosova’da Osmanlı döneminden kalma pek çok eser görmek mümkündür.
Tarih ve doğanın buluştuğu Kuzey Makedonya, Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat imkanı sunmaktadır. Özellikle Üsküp ve Ohrid gibi şehirleriyle tanınan Kuzey Makedonya, vizesiz gidilecek ülkeler arasında popülerdir. Ohrid Gölü ve antik kalıntıları, bu ülkeyi keşfetmek için ideal duraklardan biridir.
Balayı destinasyonu olarak ünlü Maldivler, Türk vatandaşlarına vizesiz giriş imkanı sunar. Hint Okyanusu’nda yer alan bu tropik cennet; beyaz kumsalları, lüks otelleri ve berrak denizi ile vizesiz gidilecek ülkeler arasında popüler bir destinasyondur.
Moldova, doğası ve sakin yaşam tarzı ile dikkat çeken bir Doğu Avrupa ülkesidir. Vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alan Moldova, başkent Kişinev’in tarihi dokusu ve üzüm bağları ile ünlüdür. Ayrıca ülkede birçok tarihi kalıntı ve doğal parklar bulunmaktadır.
Peru, Güney Amerika’nın tarihi ve doğal zenginlikleri ile ünlü ülkelerinden biridir. Özellikle Machu Picchu antik kenti ile tanınan Peru, Türk vatandaşları için vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alır. Ayrıca Amazon ormanları ve And Dağları gibi doğal güzellikler, bu ülkenin keşfedilmeye değer yerlerindendir.
Sırbistan, Avrupa’nın tam ortasında yer alan ve doğası, tarihi zenginlikleri ile dikkat çeken bir ülkedir. Türkiye’den vizesiz gidilecek ülkeler listesinde olan Sırbistan, Belgrad gibi hareketli şehirleri ve doğal parklarıyla ünlüdür. Ayrıca Sırbistan, gece hayatı ve kültürel festivalleri ile bilinir.
Güney Amerika’nın uzun ve dar bir ülkesi olan Şili, özellikle doğal güzellikleri ile öne çıkar. Vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alan Şili, Atacama Çölü’nden Patagonya’ya kadar birçok farklı coğrafi güzelliğe ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Şili, başkenti Santiago ile kültürel zenginlikler sunmaktadır.
Tayland, Güneydoğu Asya’nın en popüler turist destinasyonlarından biridir. Doğal güzellikleri, tapınakları ve renkli gece hayatı ile bilinen Tayland, vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alır. Başkent Bangkok, kültürel zenginlikleri ve modern yaşam tarzı ile dikkat çekerken, Phuket gibi adalar deniz turizmi için idealdir.
Kuzey Afrika’nın incisi Tunus, tarihi mirası ve Akdeniz kıyıları ile ünlüdür. Vizesiz gidilebilecek ülkeler arasında yer alan Tunus, Kartaca antik kenti ve sahilleriyle bilinir. Ayrıca ülke boyunca birçok geleneksel pazar ve doğal güzellikler turistlerin ilgisini çeker.
Doğu Avrupa’nın incisi olarak bilinen Ukrayna; tarihi şehirleri, kültürel etkinlikleri ve doğal güzellikleri ile bilinir. Türkiye’den vizesiz gidilecek ülkeler arasında yer alan Ukrayna, özellikle başkent Kiev ve Lviv gibi şehirleri ile turistleri cezbetmektedir. Ayrıca Karadeniz kıyısındaki Odessa, yaz tatilleri için popüler bir destinasyondur.
Aşağıdaki tabloda bordo pasaporta sahip Türkiye vatandaşlarının vizesiz seyahat edebileceği diğer ülkeler yer almaktadır:
Ülke | Kıta | Süre |
---|---|---|
Andorra | Avrupa | 90 gün |
Angola | Afrika | 30 gün |
Antigua ve Barbuda | Kuzey Amerika | 90 gün |
Barbados | Kuzey Amerika | 180 gün |
Belarus (Beyaz Rusya) | Avrupa | 30 gün |
Belize | Kuzey Amerika | 90 Gün |
Bolivya | Güney Amerika | 90 gün |
Botsvana | Afrika | 90 gün |
Britanya Virjin Adaları | Kuzey Amerika | 30 gün |
Brunei | Asya | 30 gün |
Cook Adaları | Okyanusya | 180 gün |
Dominika | Kuzey Amerika | 21 gün |
Ekvador | Güney Amerika | 90 gün |
El Salvador | Kuzey Amerika | 90 gün |
Esvatini | Afrika | 30 gün |
Fiji | Okyanusya | 90 gün |
Filipinler | Asya | 30 gün |
Guatemala | Kuzey Amerika | 90 gün |
Honduras | Kuzey Amerika | 90 gün |
Hong Kong | Asya | 90 gün |
Jamaika | Kuzey Amerika | 90 gün |
Katar | Asya | 90 gün |
Kazakistan | Asya | 30 gün |
Kırgızistan | Asya | 90 gün |
Kosta Rika | Kuzey Amerika | 90 gün |
Küba | Kuzey Amerika | E-Vize |
Libya | Afrika | 16 yaş altı ve55 yaş üstü için |
Makao | Asya | 30 gün |
Malezya | Asya | 90 gün |
Marshall Adaları | Asya | 90 gün |
Mauritus | Afrika | 30 gün |
Moğolistan | Asya | 30 gün |
Nikaragua | Kuzey Amerika | 90 gün |
Niue | Okyanusya | 30 gün |
Özbekistan | Asya | 30 gün |
Palau Cumhuriyeti | Okyanusya | 30 gün |
Panama | Kuzey Amerika | 180 gün |
Paraguay | Güney Amerika | 90 gün |
Saint Kitts ve Nevis Adaları | Kuzey Amerika | 90 gün |
Saint Lucia | Kuzey Amerika | 180 gün |
Saint Vincent ve Grenadinler | Kuzey Amerika | 30 gün |
Samoa | Okyanusya | 90 gün |
Sao Tome ve Principe | Afrika | 15 gün |
Seyşeller | Afrika | 90 gün |
Singapur | Asya | 30 gün |
Solomon Adaları | Okyanusya | 90 gün |
Surinam | Güney Amerika | 90 gün |
Suriye | Asya | 90 gün |
Trinidad ve Tobago | Kuzey Amerika | 30 gün |
Tuvalu | Okyanusya | 30 gün |
Turks ve Caicos Adaları | Kuzey Amerika | 90 gün |
Uruguay | Güney Amerika | 90 gün |
Ürdün | Asya | 90 gün |
Vanuatu | Okyanusya | 90 gün |
Venezuela | Güney Amerika | 90 gün |
Babasıyla sağlıklı bir bağ kuran çocuklar, hastalıkları yüksek, kolayca yönetebilen ve sosyal büyümede başarılı bireyler olarak gelişmelerini vurgulayan Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Bu bağ çocukların ileriki yaşlarında akademik, mesleki ve duygusal alanlarda daha sağlıklı güçler kurulmaya devam ediyor.” dedi. Geleneksel rollerin oyunlarıyla babalık anlayışının da dönüşümünü ifade eden Ergür, artık babaların öğrencilerinin daha aktif, ilgili ve duygusal bir rol üstlendiğine dikkat çekti. Çocukluk döneminin süresinden çok düzenlinin önemli olduğunu da dile getiren Ergür, koşulsuz sevgi ve soğutmanın baba-çocuk ilişkisinin temel taşı olduğunu aktardı.Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk-Ergen Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, Babalar Günü sayesinde, baba figürünün çocuğunun değişiminin yeri ve önemi hakkında bilgi verdi.Babasıyla sağlıklı bağ kuran çocuklar başarılı bireylere dönüşüyor!Baba figürünün, çocuğun hem duygusal hem sosyal hem de zihinsel olarak önemli olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Babanın güven veren, sınır koyan, anlayışlı ve ayrılması, çocukların dış dünyayla kuracağı yanı sıra iç dünyada gelişeceği benlik algısının şekillenmesinde de oldukça bir rol.” dedi.Babasıyla sağlıklı bağın büyümeleri yüksek, güçlü düzenleyebilen ve sosyal büyümede daha başarılı bireyler olarak özelliklerini aktaran Ergür, bu bağın aynı zamanda ileriki yaşlarda akademik, mesleki ve duygusal alanlarda daha sağlıklı büyümenin devam ettiğini vurguladı.‘İdeal baba’ nasıl olmalı?‘İdeal baba’ figürünün, onun çocuk için farklılığı gösterdiğini ancak genel olarak çocukların hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarını gözetiyor önemli ölçüde dikkat ettiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “İdeal olan, sevgi ve sınır arasındaki dengeyi kurabilen bir figürdür.” dedi.Babanın, büyüme çağına uygun olarak beslenmesi kaydeden Ergür, “Çocuğun bilgiye alan tanıması, eleştiriden uzak, öğrenmeye odaklanmış, ulaşılabilir bir durma halinde olması önemlidir. Baba olmak sadece maddi olanaklar sağlamakla değil, büyümenin duygusal patlamaları ile anlam kazanır. Bu bağlamda ‘ideal baba’, güvenli bağlanmaya olanak sağlayan, varlığıyla örselemeyen bir şekildir.” açıklamasını yaptı.Değişen baba-çocuk ilişkileri, insanların ruhlarını olumlu yönde etkiliyorGeleneksel rollerin oyunlarıyla birlikte, babalık anlayışının da dönüşümün sağlanabildiğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Eskiden daha çok otoriteye sahip ya da aileyi maddi olarak destekleyen kişi konumunda olan baba, artık çalıştırılmasının bakımında, duygusal ve günlük döngüde daha aktif rol alıyor.” dedi.Bu değişimin, çocukların babalarıyla daha yakın, açık ve şefkatli ilişkilerini kurmasını sağlayan da sözlerine ekleyen Ergür, “Artık babalar sadece ‘disiplin sağlayan’ değil, duygusal bağ kuran, oyun oynayan, birlikte düşünen bireyler olarak konumlanıyor. şeklinde konuştu.Hissinin hissedildiğini ve yanında olduğunu hissettirmek çok değerli!Baba-çocuk ilişkilerinde iyileşme, güven ve tedavinin temel unsurları olarak anlatılabileceği aktaran Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Babalar, çocuk iletişiminde yargılamadan dinlemeye, anlamaya çalışan bir tutum sergilemeye, açık uçlu sorular sormaya ve bunları tanımaya önem vermemelidir.” dedi.yaşadığı bir sorundan önce, onun yaşadığını anladığını ve yanında olduğunu hissettirdiğini ve çok değerli olduğunu söyleyen Ergür, ‘ne hissediyorsun?, bu seni nasıl şikayet ediyor?’ gibi sorularla kurulan diyaloglarda, kendini ifade etme becerisini geliştireceği vurgulandı.Çocukluğun zamanlaması süresi değil, kalitesi önemli!Babaların çocuklarıyla kaliteli zaman geçirebilmesi için önerilerde bulunan Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, şunları sürdürdü:”Kaliteli zaman, ne kadar çok vakit geçirildiğiyle değil, çiçeklerin desteğiyle çalışmak. Babalar, çocuklarıyla oyun oynamak, hikâye okumak, birlikte yemek yapmak, yürüyüşe çıkmak gibi basit ama samimi etkinliklerle bağlarını güçlendirebilir. Önemli olan, etkileşime ilgilerine bakmak ve birlikte olmak üzere anlarda başkalarını dağıtmaktan uzak durmaktır. Bu şekilde çalışmakta olduğunuz anda telefonların bağlantısı, ekrandan uzak olmak ve de göz bağlantısı kurularak, dinleyerek anlık, çocuk için ‘önemliyim’ destekir.”Çocuklar sözlerden çok davranışlara inanırlar!Babalar Günü’nün çocuklarıyla değerleri yeniden değerlendirme ve bağlarını değiştirmeleri için anlamlı bir fırsat olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Eda Ergür, “Babaların çocuklarına yetenekli en değerli şey, koşulsuz sevgi ve bir şekilde yanlarında oluyor.” dedi.’Senin yanındayım, seni bilgilendirme ve olduğun halinle kabul ediyorum’ mesajını içtenlikle hissettirmenin, bir çocuğun yaşam boyu taşıyacağı duygusal gücün yaratılmasına dikkat etmek Ergür, “Unutulmamalıdır ki, çocukların sözlerden çok çalışmaya inanıyorum. sayıları tamamlandı.
Nilüfer Belediyesi’nin; Bursa Büyükşehir Belediyesi, Karacabey Belediyesi, Mustafakemalpaşa Belediyesi, TMMOB’a bağlı akademik odalar, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi ile birlikte düzenlediği Gölyazı Çalıştayı geniş katılımla başladı.
Bursa’nın tarihi yerleşimlerinden Gölyazı’nın geleceğini konuşmak ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda yol haritası oluşturmak amacıyla düzenlenen “Gölyazı Çalıştayı”nın ilk günü Gölyazı Kültürevi’nde gerçekleştirildi.
Çalıştayın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sinan Nergiz ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl, Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Osmangazi Belediye Başkan Vekili Cemile Yılgör, Mustafakemalpaşa Başkan Vekili Ersin Ekici, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Milli Savunma ve Milli Eğitim eski Bakanı Turhan Tayan, Gölyazı Mahalle Muhtarı Mustafa Cihanoğlu, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları ve Meclisi Üyeleri ile akademik odaların ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Gölyazı halkı katıldı.
Çalıştayı, Gölyazı Mahallesi, Uluabat Gölü ve Uluabat Havzası’nın çok yönlü değerlendirmesi amacıyla düzenlediklerini kaydeden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, söz konusu bölgenin nitelikleri bakımından ulusal ve uluslararası ölçekte korunması ve önemli bir miras alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Gölyazı’nın Roma döneminden bu yana özgün ekosistemi ve yerel yaşam biçimleriyle çok katmanlı bir yerleşim karakterine sahip olduğuna değinen Başkan Şadi Özdemir, “1998 yılında Ramsar alanı ilan edilen ve aynı zamanda 1. derece doğal sit alanı statüsüne sahip olan göl, uluslararası ölçekte korunması gereken nadir sulak alanlardan biridir. Uluabat Gölü, bölge halkımız için tarım, balıkçılık ve turizm faaliyetleriyle hem ekonomik hem de kültürel bir yaşam kaynağıdır” dedi.
Gölün su seviyesinin azalması, kirlilik yükünün artması ve sazlık habitatların tahribi gibi çevresel tehditlerle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Biz bu gerçekleri yok saymadan, günü kurtaran değil; kalıcı ve katılımcı çözümlerle bu kıymetli alanı korumayı amaçlıyoruz. Nihai hedefimiz, Gölyazı’nın doğal ve kültürel değerlerini korurken, bu değerleri yerel kalkınmanın ve yaşam kalitesinin bir parçası haline getiren, uzun vadeli, gerçekçi ve sürdürülebilir bir strateji oluşturmaktır” diye konuştu.
Başkan Şadi Özdemir, çalıştayın amacını ve hedeflerini şu sözlerle açıkladı: “Burada dört ana hedefimiz var. Bunlar; kültürel ve arkeolojik mirasın korunması, ekolojik dengenin korunması ve sulak alan yönetimi, kırsal kalkınma, tarım ve kooperatifçilik ile sürdürülebilir turizm ve mekansal planlama. Biz bu çalıştayı, uzun vadeli, çok aktörlü ve yerel yönetim odaklı bir yönetişim modeli olarak ele alıyoruz. Kurumsal kapasitemizi, bilimsel çevrelerle ve sivil toplumla iş birliği içinde sahaya taşıyarak; uygulanabilir, sürdürülebilir ve kapsayıcı çözümler üretmeyi hedefliyoruz.”
Gölyazı’nın Roma’dan Osmanlı’ya, Hristiyanlık’tan İslam’a kadar birçok medeniyetin izini taşıyan benzersiz bir yer olduğunu dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sinan Nergiz de, “Gölyazı, sadece gezilecek değil, hissedilecek ve korunacak bir yer. Biz, Gölyazı’yı turizm merkezi olmasının ötesinde korunması ve yaşatılması gereken bir değer olarak görüyoruz. Hikayeleri, gelenekleri ve insanları ile Gölyazı’yı geleceğe taşımalıyız” ifadelerini kullandı.
Gölyazı’nın uluslararası öneme sahip Uluabat Gölü’nün kalbinde yerel alan doğal bir miras olduğunu belirten Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı da, buranın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu söyledi. Uluabat Gölü’nün ekolojik dengenin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayan Karabatı, “Amacımız, Uluabat Gölü ve çevresinin kültürel kimliğini koruyarak sürdürülebilir turizm politikaları geliştirmek, göl çevresindeki yaşam kalitesini artırmak ve doğal yaşamı tehdit eden unsurlara karşı önleyici stratejiler ortaya koymak” dedi.
Gölyazı’nın Nilüfer’in binlerce yıllık yerleşim geçmişine sahip olduğunu gösteren en önemli örneklerden biri olduğunu ifade eden Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat İlkme, son 20 yıldır bölgede yaşanan plansız kentleşmeye dikkat çekti.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek de Gölyazı’nın ekosistemi, doğal güzellikleri ve yerel yaşamıyla özel bir bölge olduğuna değinerek, bu potansiyelin ortaya çıkması için tüm aktörlerin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu ise Nilüfer’in zengin tarihi mirasına dikkat çekti. Kırayoğlu, Nilüfer’i Türkiye’nin en bereketli, en zengin kırsal yaşamının sürdüğü bir tarım kenti olarak tanımladı ve bu alana destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından katılımcılar Gölyazı’nın tarihi ve doğal güzelliklerini ziyaret etti. Bölgenin tarihsel ve kültürel mirasını incelemek için ilk olarak Apollonia Nekropolü olarak bilinen kazı alanını gezen heyet, sonrasında antik tiyatro alanında incelemelerde bulundu.
Programın ikinci yarısı panel ile devam etti. ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu ve Nilüfer Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Mustafa Yılmaz’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Nurhayat Dalkıran ve Prof. Dr. Derya Şahin, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Emel Göksu, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ile Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Gölyazı ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.
Uzmanlar, Gölyazı’nın biyolojik çeşitliliğini ve bunları tehdit eden faktörleri, bölgenin çevre ve imar planını, bölgede yapılan arkeolojik çalışmaları, tarım ve kırsal kalkınmayı, somut ve somut olmayan mirası konuştular.
Panelin sonunda Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, konuşmacılara günün anısına plaket verdi.
Çalıştayın ilk günü soru-cevap kısmı ile tamamlandı.
Gölyazı’nın geleceği ortak akılla şekillenecek
Nilüfer Belediyesi’nin öncülüğünde, Bursa’nın tarihi ve doğal mirası Gölyazı’nın geleceğini sürdürülebilir bir vizyonla şekillendirmek amacıyla “Gölyazı Çalıştayı” düzenlendi. İki gün sürecek çalıştayın açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, “Nihai hedefimiz, kalıcı ve katılımcı çözümlerle Gölyazı’nın değerlerini koruyarak geleceğe taşımaktır” dedi.
Nilüfer Belediyesi’nin; Bursa Büyükşehir Belediyesi, Karacabey Belediyesi, Mustafakemalpaşa Belediyesi, TMMOB’a bağlı akademik odalar, Bursa Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi ile birlikte düzenlediği Gölyazı Çalıştayı geniş katılımla başladı.
Bursa’nın tarihi yerleşimlerinden Gölyazı’nın geleceğini konuşmak ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda yol haritası oluşturmak amacıyla düzenlenen “Gölyazı Çalıştayı”nın ilk günü Gölyazı Kültürevi’nde gerçekleştirildi.
Çalıştayın açılışına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve eşi Nuray Özdemir, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sinan Nergiz ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl, Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Osmangazi Belediye Başkan Vekili Cemile Yılgör, Mustafakemalpaşa Başkan Vekili Ersin Ekici, CHP Nilüfer İlçe Başkanı Özgür Şahin, Milli Savunma ve Milli Eğitim eski Bakanı Turhan Tayan, Gölyazı Mahalle Muhtarı Mustafa Cihanoğlu, Nilüfer Belediye Başkan Yardımcıları ve Meclisi Üyeleri ile akademik odaların ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Gölyazı halkı katıldı.
Çalıştayı, Gölyazı Mahallesi, Uluabat Gölü ve Uluabat Havzası’nın çok yönlü değerlendirmesi amacıyla düzenlediklerini kaydeden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, söz konusu bölgenin nitelikleri bakımından ulusal ve uluslararası ölçekte korunması ve önemli bir miras alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Gölyazı’nın Roma döneminden bu yana özgün ekosistemi ve yerel yaşam biçimleriyle çok katmanlı bir yerleşim karakterine sahip olduğuna değinen Başkan Şadi Özdemir, “1998 yılında Ramsar alanı ilan edilen ve aynı zamanda 1. derece doğal sit alanı statüsüne sahip olan göl, uluslararası ölçekte korunması gereken nadir sulak alanlardan biridir. Uluabat Gölü, bölge halkımız için tarım, balıkçılık ve turizm faaliyetleriyle hem ekonomik hem de kültürel bir yaşam kaynağıdır” dedi.
Gölün su seviyesinin azalması, kirlilik yükünün artması ve sazlık habitatların tahribi gibi çevresel tehditlerle karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Başkan Şadi Özdemir, “Biz bu gerçekleri yok saymadan, günü kurtaran değil; kalıcı ve katılımcı çözümlerle bu kıymetli alanı korumayı amaçlıyoruz. Nihai hedefimiz, Gölyazı’nın doğal ve kültürel değerlerini korurken, bu değerleri yerel kalkınmanın ve yaşam kalitesinin bir parçası haline getiren, uzun vadeli, gerçekçi ve sürdürülebilir bir strateji oluşturmaktır” diye konuştu.
Başkan Şadi Özdemir, çalıştayın amacını ve hedeflerini şu sözlerle açıkladı: “Burada dört ana hedefimiz var. Bunlar; kültürel ve arkeolojik mirasın korunması, ekolojik dengenin korunması ve sulak alan yönetimi, kırsal kalkınma, tarım ve kooperatifçilik ile sürdürülebilir turizm ve mekansal planlama. Biz bu çalıştayı, uzun vadeli, çok aktörlü ve yerel yönetim odaklı bir yönetişim modeli olarak ele alıyoruz. Kurumsal kapasitemizi, bilimsel çevrelerle ve sivil toplumla iş birliği içinde sahaya taşıyarak; uygulanabilir, sürdürülebilir ve kapsayıcı çözümler üretmeyi hedefliyoruz.”
Gölyazı’nın Roma’dan Osmanlı’ya, Hristiyanlık’tan İslam’a kadar birçok medeniyetin izini taşıyan benzersiz bir yer olduğunu dile getiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sinan Nergiz de, “Gölyazı, sadece gezilecek değil, hissedilecek ve korunacak bir yer. Biz, Gölyazı’yı turizm merkezi olmasının ötesinde korunması ve yaşatılması gereken bir değer olarak görüyoruz. Hikayeleri, gelenekleri ve insanları ile Gölyazı’yı geleceğe taşımalıyız” ifadelerini kullandı.
Gölyazı’nın uluslararası öneme sahip Uluabat Gölü’nün kalbinde yerel alan doğal bir miras olduğunu belirten Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı da, buranın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu söyledi. Uluabat Gölü’nün ekolojik dengenin vazgeçilmez bir parçası olduğunu vurgulayan Karabatı, “Amacımız, Uluabat Gölü ve çevresinin kültürel kimliğini koruyarak sürdürülebilir turizm politikaları geliştirmek, göl çevresindeki yaşam kalitesini artırmak ve doğal yaşamı tehdit eden unsurlara karşı önleyici stratejiler ortaya koymak” dedi.
Gölyazı’nın Nilüfer’in binlerce yıllık yerleşim geçmişine sahip olduğunu gösteren en önemli örneklerden biri olduğunu ifade eden Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat İlkme, son 20 yıldır bölgede yaşanan plansız kentleşmeye dikkat çekti.
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek de Gölyazı’nın ekosistemi, doğal güzellikleri ve yerel yaşamıyla özel bir bölge olduğuna değinerek, bu potansiyelin ortaya çıkması için tüm aktörlerin birlikte çalışması gerektiğini vurguladı.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu ise Nilüfer’in zengin tarihi mirasına dikkat çekti. Kırayoğlu, Nilüfer’i Türkiye’nin en bereketli, en zengin kırsal yaşamının sürdüğü bir tarım kenti olarak tanımladı ve bu alana destek verilmesi gerektiğini söyledi.
Açılış konuşmalarının ardından katılımcılar Gölyazı’nın tarihi ve doğal güzelliklerini ziyaret etti. Bölgenin tarihsel ve kültürel mirasını incelemek için ilk olarak Apollonia Nekropolü olarak bilinen kazı alanını gezen heyet, sonrasında antik tiyatro alanında incelemelerde bulundu.
Programın ikinci yarısı panel ile devam etti. ÇEKÜL Vakfı Başkan Yardımcısı Mithat Kırayoğlu ve Nilüfer Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürü Mustafa Yılmaz’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Nurhayat Dalkıran ve Prof. Dr. Derya Şahin, Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aliye Emel Göksu, BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy ile Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Gölyazı ile ilgili değerlendirmelerde bulundular.
Uzmanlar, Gölyazı’nın biyolojik çeşitliliğini ve bunları tehdit eden faktörleri, bölgenin çevre ve imar planını, bölgede yapılan arkeolojik çalışmaları, tarım ve kırsal kalkınmayı, somut ve somut olmayan mirası konuştular.
Panelin sonunda Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, konuşmacılara günün anısına plaket verdi.
Çalıştayın ilk günü soru-cevap kısmı ile tamamlandı.
Nilüfer Belediyesi, huzurevleri ve hasta konuk evlerinde kalan sakinleri için Babalar Günü
kutlaması düzenledi. Bu anlamlı günde Nilüfer Belediye Meclis Üyesi Demirhan Aslan,
yaşlıları ziyaret etti.Sırasıyla Nilüfer Belediyesi İzzet Şadi Sayarel Huzurevi, Nilüfer Belediyesi İnci ve Taner Altınmakas Huzurevi ve Nilüfer Belediyesi Lions & Ercan Dikencik Alzheimer Hasta Konuk Evi’ne giden Aslan, huzurevi sakinlerinin Babalar Günü’nü kutladı.
Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in selamlarını ileten Aslan, herkese sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hayat diledi. Bu güne özel hediyeler veren Aslan, onlarla sohbet etti.
Yapılan ziyaretten duydukları memnuniyeti dile getiren huzurevi ve hasta konuk evi sakinleri ise mutluluklarını dile getirdiler.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.