İsrail’in 13 Haziran’da İran’daki nükleer tesisleri ve askeri üsleri hedef alan saldırılarında, İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Genel Komutanı ve üst düzey komutanlarla birlikte 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. İran, sivil kaybın 224 olduğunu duyurdu. İran’ın balistik füzelerle düzenlediği misillemede ise İsrail’de 24 kişi yaşamını yitirirken, 500’den fazla kişi yaralandı. Saldırılarda Tel Aviv ve Kudüs dahil birçok şehir hedef alındı.
Karşılıklı saldırılar gece boyunca da sürdü. İsrail, Tahran’ın kuzeydoğusundaki Devrim Muhafızları’na ait İmam Hüseyin Üniversitesi’ni hedef aldı. İran ise Tel Aviv yakınlarındaki Şaron ve Never Tzedek bölgelerine füzeler fırlattı. Yangınlar çıktı, bazı binalarda hasar oluştu. İran devlet medyası, üzerinde minyatür bir nükleer başlığın yer aldığı ve “Belki” başlığı taşıyan bir videoyu yayımlayarak dolaylı bir nükleer tehditte bulundu. Bu hamle, küresel endişeleri daha da artırdı.
İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada İsrail’le müzakereyi reddederek, “Siyonist rejimle kararlılıkla mücadele edilmelidir. Pazarlık yok.” ifadelerini kullandı.
ABD’li yetkililer, çatışmaların Hürmüz Boğazı’na sıçraması durumunda İran’ın boğazı mayınlayabileceğini değerlendiriyor. Bu ihtimalin enerji tedarik zincirini tehdit etmesi nedeniyle Avrupa’da doğalgaz fiyatlarında artış görüldü. TTF’de fiyatlar son haftaların en yüksek seviyesine ulaştı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 2025 raporuna göre, ABD ve Rusya, dünya genelindeki nükleer başlıkların yüzde 90’ına sahip. Çin’in cephaneliği hızla büyürken, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore gibi ülkeler de kapasitelerini artırıyor. İsrail’in ise kamuya açık şekilde nükleer güç olduğunu kabul etmemesine rağmen, 90 adet başlık bulundurduğu tahmin ediliyor.
ARA HABERİ
28 Temmuz 2025ARA HABERİ
28 Temmuz 2025GENEL
28 Temmuz 2025GÜNDEM
28 Temmuz 2025GÜNDEM
28 Temmuz 2025SPOR
28 Temmuz 2025SPOR
28 Temmuz 2025