Gazeteabc/ Haber: Adiviye ElbaşTMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi tarafından asrın felaketi olarak nitelendirilen ‘6 Şubat Kahramanmaraş depremi’ 2. yıldönümünde anıldı.
Bursa Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yıldız: “06 Şubat 2023 tarihinde saat 4.17 de Mw: 7.7 büyüklüğünde, dişmerkez üssü Pazarcık olan bir deprem, yaklaşık 9 saat sonra Mw. 7.6 büyüklüğünde dış merkez üssü Ekinözü olan ikinci bir depremin ardından 20 Şubat 2023 tarihinde Hatay’ın Defne ilçesinde Mw: 6.4 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Birbirini izleyen bu büyük depremlerin üzerinden geçen iki yıl boyunca bölgede farklı büyüklerde onbinlerce deprem meydana gelmiş, hala da meydana gelmeye devam etmektedir. Arap levhasının milyonlarca yıldır kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasını sıkıştırması sonucunda meydana gelen bu depremlerin oluşacağı gerek Odamızın gerekse diğer ilgili bilim insanları ve kurumların uyarıları ile çok önceden ortaya konulmuş olmasına rağmen merkezi ve yerel idareler bu uyarıları dikkate almamış, bu umursamazlıkla şehirler büyümüş, nüfus artmış ve sonuçta doğal bir jeolojik olay olan deprem büyük bir afete dönüşmüştür. Odamız, özellikle 2000 yılı ve sonrasında konun önemini gündeme getirmek amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde farklı kentlerde, konferanslar, sempozyumlar ve çalıştaylar düzenlemiştir. 24 Ocak 2020 Mw.6.8 büyüklüğündeki Elazığ depreminden sonra “Fay Üzerine Oturan Kent Raporları” hazırlanarak Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere TBMM Başkanı, TBMM’de grubu bulunan tüm siyasi partilerin genel başkanları, ilgili bakanlar, milletvekilleri, valilikler ile belediye başkanlıklarına göndermiş, olası risklere dikkat çekilerek depreme ilişkin önlemlerin alınması acilen istenmiştir.” dedi.
53.537 insanımız hayatını kaybetmiştir
Mehmet Yıldız açıklamasının devamında: “Yaşanan depremde Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Adana, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Tunceli, Bingöl, Sivas, Kayseri, Niğde, Batman ve Mardin kentlerinizde hasarlara neden olmuş 15 milyonu aşkın kişi depremden etkilenmiştir. Resmi açıklamalara göre 53 bin 537’si ülkemizde, 8 bin 476’sı Suriye’de olmak üzere toplam 62 bin 13 kişi yaşamını yitirmiş, yaklaşık 107.500’ü ülkemiz insanı olmak üzere toplamda 122.000 kişi ise yaralanmıştır. 310 bin’e yakın bina ve bina türü yapı yıkılmış ya da ağır hasar almıştır. Baraj, gölet, boru ve enerji nakil hatları, köprü, otoyol, viyadük, tünel, demiryolu, limanlar, hava limanları gibi altyapı, enerji, telekomünikasyon, yol, kanalizasyon, içme ve kullanma suyu şebekesi gibi birçok sayıda tesis zarar görmüş veya kullanılamaz hale gelmiştir. 1,5 milyon’u aşkın insanımız barınma sorunu ile karşılaşmış, 2 milyon’u aşkın insanımız bölgeden göç etmek zorunda kalmıştır. Uluslararası çalışma örgütü (ILO) verilerine göre çok sayıda işyeri, ofis, fabrika ve sanayi tesisinin yıkılması veya ağır hasar görmesi nedeniyle 650.000’den fazla insanımız geçim olanaklarını yitirmiştir. 650.000’den fazla insanımı TBMM Deprem Zararlarını Azaltma Komisyonun Raporuna göre deprem 148.8 milyar dolar ekonomik kayba neden olmuştur. Sonuç olarak maalesef yapılması gerekenler yine Zaman’a bırakılmış, Odamız’ın uyarılarına rağmen gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda 53.537 insanımızın yaşamını yitirmesi ve 107.000’i aşkın vatandaşımızın yaralanmasının önüne geçilememiştir. Ülkemizde her yıl önemli kayıplara neden olan pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi, “İNSAN ODAKLI ve AFET DİREÇLİ KENTLER “in oluşturulması öncelikli ve acil bir ihtiyaçtır. 6 ve 20 Şubat 2023 tarihli depremlerden etkilenen 18 kentimizde, barınma sorununu konteyner kentlerde karşılamak zorunda kalan ve yaşam mücadelesi veren vatandaşlarımız için öncelikle insanca yaşam koşulu ve barınma sorunun çözümü konusunda çalışmalar daha da hızlandırılmadır.
Ege Denizinde oluşan depremler
Yaşanan büyük yıkımın ve can kaybının nedenleri Cumhuriyet Başsavcılıklarınca ayrıntılı olarak araştırılmalı, yıkımda sorumluğu bulunan etüt proje müelliflerinden, yapı denetim kuruluşlarına, ruhsat veren kurumların idari ve teknik personelinden, Valiliklere bağlı olarak görev yapan il yapı denetim komisyonlarına, idari sorumluluğunu yerine getirmeyen belediye meclis üyelerinden, belediye başkanlarına varıncaya kadar her kesimden insanın hukuki sorumluluğu sorgulanmalı, gerekli cezai işlemler uygulanmalıdır. Bugünlerde kamuoyunu yoğun bir şekilde meşgul eden Ege Denizindeki depremler, ülkemizin sadece kara bölgelerinin değil etrafımızdaki denizlerle birlikte üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın jeolojik ve tektonik gerçeğini ve karşı karşıya kalabileceğimiz riskleri tüm açıklığı ile bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu jeolojik yapı depremlerle birlikte tsunami, volkanik faaliyetler gibi bir çok jeolojik kökenli riski bir arada değerlendirmeyi ve kentlerin en kötü afet senaryolarının oluşturulmasını zorunlu kılmaktadır.
Deprem kader değildir
Sonuç olarak bir kez daha ifade ediyoruz ki; Doğa olaylarının afete dönüşmesi “kader” değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir. Doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi ve ülkemizde yaşanan acıların tekrarlanmaması için doğa ve teknoloji kaynaklı afet risklerine karşı “etkin bir mevzuat altyapısını, güçlü kurumsal yapılanmayı, afet güvenliğini önceleyen bir ekonomiyi, tedbirleri kararlılıkla uygulayan bir siyaseti ve afet farkındalığı yüksek bir toplumu” oluşturmak ve bu yolda ilerlemek zorundayız. Üzerinde yaşadığımız yerkürede tanık olduğumuz gelişmelere, aklın ve bilimin ışığını yansıtmaya çalışmak temel anlayışımız olmaya devam edecektir.
YAPILACAKLARI HEP ZAMANA BIRAKTIK, PEKİ, YA ZAMAN DA BİZE BIRAKIYORSA?“ ifadelerini kullandı.
ARA HABERİ
06 Şubat 2025ARA HABERİ
06 Şubat 2025GENEL
06 Şubat 2025GÜNDEM
06 Şubat 2025GÜNDEM
06 Şubat 2025SPOR
06 Şubat 2025SPOR
06 Şubat 2025