DOLAR 38,8109 0.03%
EURO 43,6021 0.32%
ALTIN 3.960,970,04
BITCOIN 4013227-0,97%
İstanbul
15°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Her koyun kendi bacağından asılır”
  • Ara Haberi
  • Genel
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Her koyun kendi bacağından asılır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Her koyun kendi bacağından asılır”

ABONE OL
4 Mart 2025 12:16
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Her koyun kendi bacağından asılır”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi’nde düzenlenen Geleneksel Büyükelçiler İftarı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Ramazan-ı Şerif’in, İslam dünyası başta olmak üzere tüm insanlığa barış, huzur ve esenlik getirmesini dileyen Erdoğan, ramazan ve orucun sadece açlık ve susuzluktan ibaret olmadığını vurguladı. Erdoğan, Ramazan’ı, “merhum bir şairimizin deyişiyle, insanların her yıl bir ay boyunca katıldığı bir ruh şöleni” olarak tanımlayarak, bu dönemde içsel bir yolculuğa çıkarken, dış dünyaya da merhamet ve yardımlaşmayı artırarak yöneldiklerini belirtti. Ramazan boyunca yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma duygusunun pekiştirildiğini ve dünyanın dört bir köşesindeki ihtiyaç sahiplerinin acılarının kalplerde hissedilmeye çalışıldığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elimizdeki tüm imkanlarla kardeşlerimize ulaşarak ramazan sevincimizi onlarla paylaşmanın gayreti içindeyiz” diyerek, Ramazan ikliminin sadece İslam ülkelerini değil, tüm dünyayı sarstığını vurguladı. Ayrıca, “Bu sofra, ramazanın ruhuna can veren bir muhabbet sofrasıdır. Türkiye’nin tüm gönül dostlarını 16. kez bir araya getiren bu sofranın, bölgemizde ve dünyada barışa vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Erdoğan, ramazanın değerlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Kovid-19 salgınının ardından patlak veren savaşlar ve derinleşen ekonomik krizlerin dünya genelindeki olumsuz yansımalarını dile getirdi. Siyasi istikrarsızlıklar, sosyal barışın bozulması, kutuplaşmanın artması ve ırkçı, aşırı sağcı partilerin yükselişi gibi sorunlara dikkat çeken Erdoğan, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, ticaret savaşları ve çatışmaların uluslararası düzeni çıkmaza sürüklediğini söyledi. Son olarak, küresel güvenlik yapısına duyulan güvenin azalmasıyla birlikte artan tedirginliği ve “Her koyun kendi bacağından asılır” anlayışının yayılmasını eleştiren Erdoğan, orman kanunlarının öne çıkmaya başladığını belirtti.

Daha acımasız bir uluslararası gerçeklik inşa ediliyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gücü elinde bulunduranların zayıfı tahakküm altına almasının ciddi sorunlar doğurduğuna dikkat çekerek, mağdurların, güçsüzlerin ve mazlumların haklarını arayabileceği kapıların tek tek kapandığını ifade etti. Erdoğan, kelimenin tam anlamıyla “altta kalanın canının çıktığı” daha adaletsiz ve acımasız bir uluslararası düzenin şekillendiğine işaret etti. Artan yabancı düşmanlığı, terörizm, faşist partilerin yükselişi ve krizlerin hızla çatışmalara dönüşmesinin, bu yeni uluslararası gerçeklikle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı.

Küresel karar alma mekanizmalarının dünyanın değişen şartlarına uyum sağlamasının vakti çoktan gelmiştir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan gelişmelerin önüne geçilmemesi durumunda askeri ya da siyasi patlamaların kaçınılmaz olacağı uyarısında bulundu. Erdoğan, “Bunun işaretleri şimdiden görülmeye başlanmıştır. Sorunları zamana bırakarak ve gözlerimizi kapatarak tehlikeye kayıtsız kalamayız. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ şiarıyla verdiğimiz mücadele, mevcut küresel sistemin yerine daha kapsayıcı bir yapı inşa etmeye yöneliktir” dedi. Erdoğan, küresel karar alma mekanizmalarının, dünya şartlarındaki değişimlere uyum sağlamak için vakit kaybetmeden yeniden yapılandırılması gerektiğini belirterek, “Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların, karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunmasının artık zorunlu olduğunu söyledi. Erdoğan, 5 daimi üyenin, adalet temelli bir güç paylaşımına gitmek yerine güç temerküzüyle sorunları bastırmaya çalıştığını vurguladı. “Bu değişim dalgasına direnildikçe sorunlarımızın sayısı ve ölçeği büyümeye devam edecektir” diyen Erdoğan, Türkiye’nin tüm bu gerçekleri açıkça dile getirmesinin bazı dostları memnun etmediğini bildiklerini, ancak “dost acı söyler” prensibine sadık kalarak, hakkı ve doğruyu söylemekten geri durmayacaklarını belirtti.

İlk kıblemiz Mescid-i Aksa kırmızı çizgimizdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların, karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerektiğini” belirterek, “Eleştiriye uğrasak da hakkı, hakikati ve tüm insanlık için en doğru olanı söylemekten geri durmadık ve bundan sonra da durmayacağız” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası alandaki yardım ve destek çalışmalarına da değinerek, “TİKA, Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay, Anadolu Ajansı gibi kurumlarımızla nerede ihtiyaç varsa orada olmanın gayreti içindeyiz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı, “İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’nın kırmızı çizgimiz olduğunu bir kez daha muhataplarına hatırlatmak istiyorum” diyerek, “Batı Şeria’yı ilhak çağrıları ve Mescid-i Aksa’ya yönelik kışkırtmalarla İsrailli yetkililer ateşle oynamaktadır” şeklinde konuştu. Ayrıca, “1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti kurulmadan, İsrail de huzura kavuşamayacaktır” dedi. Erdoğan, Suriye’deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak ülkenin istikrarsızlığından yararlanmayı hedefleyenlere de uyarıda bulunarak, “Hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidirler” diye ekledi.

Bu süreçte ilkemiz şudur; mazluma da zalime de kimlik sorulmaz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, krizlerle çevrili bir coğrafyada, enerji güvenliğinden terörle mücadeleye, gıda güvenliğinden kalkınmaya kadar kritik roller üstlendiklerini belirtti. Erdoğan, “Sayısını 22 yılda 163’den 262’ye çıkardığımız dış temsilciliklerimizle, 5 kıtada 170 ülkede faaliyet gösteren TİKA, 55 ülkede eğitim faaliyeti yürüten Türkiye Maarif Vakfı ve diğer kurumlarımızla nerede ihtiyaç varsa orada olmanın gayreti içindeyiz” dedi. Ayrıca, dost ve kardeş bildikleri halkların kötü günlerinde de yanlarında olmaya çalıştıklarını ifade etti. 500 yılı aşkın köklü diplomasi tecrübelerinin ışığında, krizleri çözmek ve insani dramları sona erdirmek için çaba gösterdiklerini vurgulayan Erdoğan, “Mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz kriz bölgelerine bakarken, etnik aidiyetlere, inançlara ya da kökenlere değil, sadece yardım edilmesi gereken insanlara odaklanıyoruz” şeklinde konuştu. Gazze ve Ukrayna örnekleri üzerinden insanlığın vicdanı olmaya gayret ettiklerini belirten Erdoğan, “Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken, çözümün ne Rusya’sız ne de Ukrayna’sız olabileceğine inanıyoruz” dedi. İstanbul süreci, Karadeniz Tahıl Girişimi ve esir takası gibi inisiyatiflerle müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdiklerini belirten Erdoğan, savaşan taraflardan herhangi birini dışlayan formüllerin sonuçsuz kalacağını her fırsatta dile getirdiklerini söyledi. “Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bu yol, her iki tarafın temsil edildiği bir müzakere sürecinden geçiyor” dedi. Erdoğan, bölgelerindeki tüm tarafların artık kana, çatışmaya ve gözyaşına doyduğunu görmesini ümit ettiklerini belirterek, “Tek bir masumun dahi ölmemesi için müzakerelere ev sahipliği yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

Gazze’ye insani yardımda bulunan ülkelerin başında geliyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin halkının Ramazan ayını, Gazze’de kaybettikleri 61 binden fazla canın acı ve üzüntüsüyle karşıladığını belirterek, geçici ateşkese yeşeren umutların, İsrail’in hukuk tanımaz ve şımarık tavırlarıyla yeniden solmaya başladığını vurguladı. Erdoğan, Netanyahu hükümetinin kırılgan ateşkes anlaşmasını istismar etmek için her türlü yola başvurduğunu ifade ederek, “İsrailli bakanların Batı Şeria’yı ilhak çağrıları ve Mescid-i Aksa’ya yönelik kışkırtmalarla İsrailli yetkililer ateşle oynamaktadır” dedi. İlk kıblelerinin Mescid-i Aksa’nın kırmızı çizgileri olduğunu bir kez daha hatırlatan Erdoğan, “Gazzeli kardeşlerimizi, doğdukları, büyüdükleri ve uğruna hayatlarını feda ettikleri topraklardan söküp atmaya kimsenin gücü yetmeyecektir” diye konuştu. Erdoğan, Gazzelilerin öz yurtlarında barış ve huzur içinde yaşamaları için tüm imkanları seferber ettiklerini belirterek, “Gazze’ye insani yardımda bulunan ülkelerin başında geliyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 100 bin ton yardımı, dost ülkelerin desteğiyle Gazze’ye ulaştırdık” dedi. Ayrıca, uluslararası adalet mekanizmalarını harekete geçirmek için büyük çaba sarf ettiklerini ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin açtığı davaya müdahil olmak için başvurduklarını açıkladı. Erdoğan, diplomatik temasların katkısıyla dokuz ülkenin daha egemen Filistin’i tanıdığını ve bu sayının artacağını ümit ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı, İsrail’in bölgede istikrarsızlık üreterek güvenliğini sağlayamayacağını vurgulayıp, “1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devleti kurulmadan, İsrail de aradığı huzura kavuşamayacaktır” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Kudüs’ün özellikle Harem-i Şerif’in tarihi statüsüne saygı gösterilmesinin takipçisi olacaklarını sözlerine ekledi.

Kulaklara fısıldanan senaryoları da çok iyi biliyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de 8 Aralık 2024’te Esed rejiminin devrilmesiyle yeni bir dönemin başladığını vurguladı. Toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış, farklı kimliklerin barış içinde bir arada yaşadığı, tüm komşuları için güven ve istikrar kaynağı olan bir Suriye’nin inşasının, Türkiye’nin en büyük temennisi olduğunu söyledi. Yeni yönetimin bu hedefe ulaşmak için gösterdiği çabayı takdirle karşıladıklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin gereken her türlü desteği sağladığını ifade etti. Erdoğan, Suriye’deki 13 yılı aşkın çatışmaların ülkeye maliyetinin, 1 milyon can kaybı ve 500 milyar dolara yaklaşan devasa bir fatura olduğunu hatırlatarak, dünyadaki hiçbir ülkenin böyle ağır bir yükü tek başına kaldıramayacağını söyledi. Suriye halkının, ülkelerini yeniden inşa etme çabalarına herkesin güçlü destek olması gerektiğini belirten Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Suriye’deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından fayda sağlamak isteyenler, hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir. Bölgemizin, bir asır önce olduğu gibi, yeni haritalar üzerinden parçalanmasına, ayrıştırılmasına asla izin vermeyeceğiz. Pusuda bekleyenlere, ellerini ovuşturanlara fırsat tanımayacağız. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların temel amacı, işte bu kirli ve kanlı planlara engel olmaktır. Kimlerin ne yapmaya çalıştığının farkındayız. Kulaklara fısıldanan senaryoları çok iyi biliyoruz. Unutulmasın ki, emperyalist senaryolara figüranlık yapanların sonu, eninde sonunda buruşturulup bir kenara atılmaktır. Yakın tarihimiz, bunun sayısız örneğiyle doludur. Eğer tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa, izlenmesi gereken yol bellidir. Türkiye olarak güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi kaynağında etkisiz hale getirme kapasitesine hamdolsun sahibiz. Bu kapasitemizi, pek çok kez hiç tereddüt etmeden gösterdik. Ne ülkemizin ne de bölgemizin geleceğinde teröre yer yoktur. Herkesin bunu anlamasını ve kabullenmesini tavsiye ediyoruz; sonu hüsranla bitecek ham hayaller peşinde koşmak yerine, planlarını buna göre yapmalarını öneriyoruz.”

Türkiyesiz bir Avrupa güvenliği düşünülemez

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kafkasya’da refah ve istikrar için çabalarını arttırdıklarını ve Ermenistan ile normalleşme sürecini ilerlettiklerini, ayrıca Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışı tesis edecek bir anlaşmanın yakın zamanda sağlanmasını ümit ettiklerini belirtti. Doğu Akdeniz ve Ege’deki istikrar ortamının korunmasına büyük önem verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Komşumuz Yunanistan ile münasebetlerimizde karşılıklı adımlarla tesis ettiğimiz olumlu atmosferi sürdürmek istiyoruz. Balkanlar’daki istikrarın korunması için de elimizden gelen katkıyı sunuyoruz” dedi. Ayrıca, Orta Asya’daki kardeş cumhuriyetlerle yakın ilişkilerinin devam ettiğini ve Türk Devletleri Teşkilatı ile işbirliklerinin derinleştiğini belirterek, bu süreçleri ilerletmekte kararlı olduklarını vurguladı. Asya, Latin Amerika ve Afrika’daki politikalarının somut sonuçlar doğurduğunun altını çizen Erdoğan, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin Türkiye’nin stratejik önceliği olduğunu ifade etti. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin son dönemdeki gelişmelerle bir kez daha önem kazandığını belirten Erdoğan, “Türkiye’nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa’nın küresel aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor. Açıkça söylemek gerekirse; Türkiyesiz bir Avrupa güvenliği düşünülemez” dedi. Avrupa Birliği’nin bu hakikate yüzleşmesi ve Türkiye’nin tam üyelik sürecini vizyoner bir bakış açısıyla ilerletmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, Batı’da artan İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılıkla mücadeleye dikkat çekti. “Kur’an-ı Kerim’e yönelik menfur saldırıların fikir özgürlüğü bahanesiyle meşrulaştırılması kabul edilemez” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl devralacakları İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi dönem başkanlığı ile İslam düşmanlığıyla mücadeleyi daha etkin bir şekilde sürdüreceklerini belirtti. Ayrıca, terörle mücadelede destek veren ülkelere teşekkür ederken, daha fazla dayanışma ve samimi destek beklediklerini ifade etti. Antalya Diplomasi Forumu’nun 11-13 Nisan tarihleri arasında düzenleyecekleri dördüncü toplantısına katılım çağrısında bulundu.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r