Gazeteabc/ Haber: Adiviye ElbaşHat sanatı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde büyük bir gelişim göstermiş ve günümüze kadar olan süreçte kendine sağlam bir yer edinmiştir. 16. yüzyılda zirveye ulaşan bu sanat dalı, özellikle Osmanlı saraylarında büyük bir ilgi görmüş, birçok ünlü hattat yetişmiştir. Geçmişte, hattatlar, mürekkep ve kalemi ustalıkla kullanarak, Arap harfleriyle yazdıkları eserlerle hem estetik hem de dini metinlerin yayılmasını sağlamışlardır. Osmanlı‘da özellikle Kuran-ı Kerim’in yazılması, hat sanatının en önemli uygulamalarından birini oluşturmuştur. Hattatlar, yazdıkları her bir harfi özenle seçmiş ve kompozisyonu bozmadan, kelimeleri birer sanat eserine dönüştürmüşlerdir.
Hat sanatı, sadece bir yazı sanatı olmanın ötesine geçerek, minyatür ve diğer geleneksel sanatlarla birleşmiş ve bu birleşim, sanatseverlerin büyük ilgisini çekmiştir. Bursa 1326 Tahtakale Çarşısında 2010 yılından itibaren Hat Sanatı ile uğraşan Hattat İlhan Engin ile Gazeteabc olarak yaptığımız röportajda İlhan Engin Hat Sanatı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Hattat Engin: “Bu işe 2010 yılında başladım. Emekli olduktan sonra bir arayışa girdim. Milli Eğitim’de çalışıyordum, 30 yıl hizmet verdikten sonra emekli oldum. Emekliliğimin ardından beş-altı yıl özel sektörde çalıştım, ancak aradığımı bulamadım. Bir gün Bursa’da hat sanatıyla tanıştım. Irgandı Köprüsü bu alandaki önemli yerlerden biriydi, ancak orada işlerim yolunda gitmedi. Bunun üzerine Busmek’te eğitim almaya başladım, ardından da özel derslerle devam ettim. İlk başta oradaki eğitim yeterli gelmedi çünkü yönetmelikler gereği ikinci yıl devam edemedim. Daha sonra Ebru Zen’in tavsiyesi üzerine özel ders almaya başladım ve o günden sonra bu işte yol almaya devam ettim.Hat sanatının kökeni Osmanlı İmparatorluğu’na dayanır. Hat sanatında farklı yazı türleri ve stilleri bulunur. Bu yazılar arasında altı ana çeşit vardır: Küfür, Sülüs, Nesih, Talik, Divani, ve Rika. Bunlardan en yaygın olanları Sülüs ve Nesih’tir. Nesih, Osmanlı döneminde devlet yazışmalarında en çok kullanılan yazı türüdür.” dedi.
Bu sanat dalı ile ilgili maddi bir kazancınız var mı? sorusuna İlhan Engin: “Hat sanatı üzerinden maddi bir kazancım olup olmadığı sorusuna gelirsek, bu işi gelir amacıyla yapmıyorum. Zamanımı değerlendirmek için başladım. Emekli olduktan sonra boş kalmamak adına uğraş aradım.” dedi.
İlhan Engin açıklamalarının devamında: “Özel olarak yazı talep edenler oluyor. Bu yazıları yazarken maddi bir kazanç amacı gütmüyorum. Müşterilere yazının özelliğine ve boyutuna göre bir ücret belirliyoruz ama maddiyatı ön planda tutmuyorum. İnsanların gönlünde nasıl bir şey varsa, emek karşılığı olarak bir değer belirliyoruz. Fiyatı, yazının boyutuna ve özelliğine göre belirliyoruz, ancak ben genelde fiyat konusunda bir baskı yapmıyorum. Yine de talep edenlere, yazı tamamlandıktan sonra ebru ya da tezhip gibi ek çalışmalar da yapılıyor. Bunlar benim dışımda olan işlemler.” dedi.
Hat Sanatı Dayanağını Nerden alır sorusuna Hattat İlhan Engin: “İlk ayet olan “Oku” emrinin beraberinde getirdiği; okunacak olanı kaydetme çabası; yazının sanatlaşmasındaki en etkili amillerden biri olmuştur. Alak Suresi 4. Ayette: “Ki O, kalemle yazı yazmayı öğretendir” denilmektedir. Başka bir ayette Allah, hokka ve kalem üzerine yemin etmektedir. Hz. Muhammed Efendimiz bir hadisinde: Ey Bilal, hokkadan uzak kalma! Çünkü hayır, kıyamete kadar hokkada ve ehl-i ilimdedir” diye buyurmaktadır. Yine Peygamberimizin; “Ya Ali, harfleri birbirine yakın yaz ve satırların arasını açık eyle kalemin ucunu da uzun eyle” diye buyurduğu thayet edilir. Hat sanatının en eski bilinen yazı Kufi’yi en güzel yazan Hz. Ali; “Hattın keması üstadın taliminde, çok yazmakta ve günahlardan sakınmakta gizlidir” diye buyurmaktadır. Yazı Tanrı fikrinin sembolü ve yayılma vasıtasıdır.” dedi.
Son olarak Hüsn-i Hat Hangi Malzemelerle İcra Ediliyor? sorusuna: “Hat sanatının her malzemesi ayrı ayrı ve uzun çalışmalar neticesinde kullanılmaya hazır hale getirilir. Kalem, yazının ana unsurların- dan biridir. Cenabı Hakk Kalem Suresi 1. Ayet- te kalem üzerine yemin ediyor: “Nun, andolsun kaleme ve yazdıklarına.” Bazı kitaplarda; “İlk evvela ne yaratıldı” sorusuna şöyle cevap verilir: “Cenabı Hakk ilk evvela kalemi yarattı ve kaleme yaz dedi. Kalem de O’nun bu heybetinden ikiye ayrıldı.” Bugün Hat kaleminin ucunun yarık olması ondandır ve bu işleme ‘şakk etme’ diyoruz. Gerçekten de kalem ‘Şakk’ edilmeden yazılamıyor. Hat için en ideali kamış d kalemlerdir. Kamış kalemler kesildiğinde bir sene göl-d gede kurutulması gerekiyor ve kalemlerin düzgün ol- l ması için kamışların tek tek yukarıdan aşağıya doğru i asılması gerekiyor. Kâğıt, hat sanatının bir diğer önemli malzemesidir. Terbiye edilmemiş bir kâğıda 1 güzel yazı yazılamaz. Âharlanan, terbiye edilmiş kâğıtlara düzgün ve güzel yazılır. Kâğıt asitsiz olmalı. Âharlanan kâğıtlar mutlaka gölgede kurutulduktan sonra “çakmak mühre” ile perdahlanmalıdır; buna “kâğıdı mührelemek” denir.Bu şekilde hazırlanan kâğıtlar üst üste konarak bir ağırlık altında en az bir yıl bekletildikten sonra kullanılır. Mürekkep; is ve zamk-1 Ara- bî’den meydana gelmektedir. Bir miktar zamk alınır bir kavanoza konulur. Üzerinden aşana kadar su ilave edilerek zamk, suyun içinde eritilir. Temiz bir tülbent- ten süzülerek temiz bir şişede ekşimeye bırakılır. En az bir sene ekşimesi beklenir. Bundan sonra 1 bardak zamk içine 3 bardak is koyarak havanda dövülmeye başlanır. Hat sanatının ustalarından Necmeddin Ok- yay’ın tabiriyle 70 bin tokmak vurulur. Eskiden bu dövme işlemi için bu karışım kervanlarda develerin boynuna asılırmış, deve sallandıkça karışım dövülürmüş. Bu şekilde yapılan mürekkeple yazılmış eserler, üzerinden yüzlerce yıl geçmesine rağmen sapasağlam bir şekilde bugünlere ulaşmıştır. Görülüyor ki; insanı terbiye etmeyi amaçlayan bu sanat için kullanılan her malzeme de bir terbiyeden geçiyor. Ham olan malzemelerle bu sanat gerçekleşmiyor.” ifadelerini kullandı.
ARA HABERİ
01 Şubat 2025ARA HABERİ
01 Şubat 2025GENEL
01 Şubat 2025GÜNDEM
01 Şubat 2025GÜNDEM
01 Şubat 2025SPOR
01 Şubat 2025SPOR
01 Şubat 2025