DOLAR 34,3000 0.12%
EURO 36,9786 -0.09%
ALTIN 2.994,89-1,08
BITCOIN 2254974-2,14%
İstanbul
17°

AZ BULUTLU

05:53

İMSAK'A KALAN SÜRE

FETÖ’nün Ekonomik Terörü

FETÖ’nün Ekonomik Terörü

ABONE OL
23 Ekim 2024 15:47
FETÖ’nün Ekonomik Terörü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

FETÖ’nün hükümeti hedef alan 17-25 Aralık operasyonları ve ülke yönetimini ele geçirmeye yönelik, ancak başarısızlıkla sonuçlanan 15 Temmuz darbe girişiminin Türk ekonomisine ağır bir maliyet yüklediği bildiriliyor. Bu iki olay, normal koşullarda bir ülke ekonomisini derinden etkileyebilecek nitelikte. Ancak Türk ekonomisi, uygulanan etkili politikalar sayesinde hızla toparlandı. Hükümetin akılcı ve proaktif adımlarıyla bu iki olayın yarattığı hasar kısa sürede giderildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ocak 2015’teki Büyükelçiler Konferansı’nda, “En mütevazı hesaplamalarla 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin Türkiye’ye maliyeti 120 milyar dolar oldu. Eğer başarılı olsalardı, o dönem başbakanını devirebilselerdi, bu maliyet katlanarak artacaktı” şeklinde açıklamada bulundu.

17-25 Aralık operasyonları sonrası dolar kuru yükselişe geçti

Borsada rekor seviyeler görülürken, ardından sert düşüşler yaşandı. 17-25 Aralık operasyonları sonrasında dolar kuru da yükselişe geçti. 16 Aralık 2013’te 1,94 seviyesinde kapanan dolar/TL, hükümeti hedef alan operasyonların başlamasıyla yılı 2,15 seviyesinde kapattı. Ekonomik alandaki bu operasyonların etkileri yavaş yavaş kendini göstermeye başlarken, küresel yatırımcıların da dikkatleri Türkiye’deki gelişmelere yöneldi. Bu durum, dolar/TL’nin yükseliş trendine girmesine neden oldu ve kur, 2014 yılının mart ayında 2,30 seviyesine yaklaştı.

Bu fevkalade ciddi bir yükselmedir

Operasyonların ekonomiye olumsuz etkileri, sermaye piyasalarına da ciddi yansımalar gösterdi. BİST 100 endeksi, 93.178,87 puanla tarihi zirvesine ulaşırken, 2013 yılının son işlem gününde 67.801,73 puandan kapandı. Ayrıca, Türkiye’de devlet borçlanma faizi yüzde 4,61 seviyesine inerken, 2014 yılının mart ayında bu oran yüzde 12’ye kadar yükseldi. Mart 2014’te, o dönemde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Numan Kurtulmuş, katıldığı bir etkinlikte paralel yapının hain operasyonlarının ekonomiye etkilerini değerlendirerek, 17 Aralık operasyonunun ekonomiye olan etkilerini gün gün takip ettiklerini ifade etti. Kurtulmuş, “Bu olayları bahane ederek Türkiye ekonomisini istikrarsızlaştırmak isteyen çevrelerin ciddi katkısı olduğunu belirtmek gerekiyor,” dedi. Kurtulmuş, operasyonların döviz kurlarındaki yükseliş üzerinde de etkili olduğunu vurgulayarak, takip eden yılın mart ayında döviz kurlarının 2,21 ve 2,23 seviyelerine yükseldiğini belirtti ve “Bu fevkalade ciddi bir yükseliş,” ifadesini kullandı. Ayrıca, faiz oranlarının da ciddi bir artış yaşadığını kaydeden Kurtulmuş, mayıs ayının ortasında Türkiye’de devlet borçlanma faizinin yüzde 4,61 ile tarihi en düşük seviyesine inerken, mart ayında yüzde 12 seviyelerine çıktığını aktardı. “Faizler 17 Aralık’tan önce 7,8 seviyesindeyken, büyük bir baskıyla 12’ler seviyesine çıkarıldı. Dolayısıyla, faizlerde neredeyse 2-3 katına yaklaşan ciddi bir artış oldu,” şeklinde konuştu.

Darbe girişiminin negatif etkisinden sıyrıldı

Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi, 15 Temmuz 2016 sonrasındaki ilk işlem gününde yüzde 7,08 ile tarihinin en sert düşüşlerinden birini yaşadı ve bu düşüş eğilimi bir hafta boyunca devam etti. Haftalık bazda yüzde 13,4 değer kaybederek 70.426 puana kadar gerileyen endeks, başta Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Borsa İstanbul ile ekonomi yönetiminin proaktif adımları sayesinde kayıplarını hızlıca telafi ederek yükselişe geçti. Döviz kurları ve tahvil faizleri, darbe girişimi sonrasındaki hafta hızlı bir artış gösterse de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) önlemleri ve ekonomi yönetiminin piyasaları sakinleştiren açıklamaları, yatırımcıya güven vererek Türk lirası (TL) varlıklarından kaçışı durdurdu. Türk ekonomisi, 2016’nın 3. çeyreğinde yüzde 0,8 daralma yaşasa da 4. çeyrekte tekrar büyüme başarısı göstererek teknik olarak resesyona girmeden darbe girişiminin olumsuz etkilerini aşmayı başardı. Darbe girişiminin ardından 2016’nın ikinci yarısında, Borsa İstanbul pay piyasalarına alım yapmayan yabancı yatırımcıların, 2017’de ekonomi ve para politikasında sağlanan güvenle güçlü bir şekilde hisse alımına geçtiği ve yılı 1 milyar 781 milyon dolarlık net alımla tamamladığı gözlemlendi.

Haftayı yüzde 13,39’luk değer kaybıyla kapatmıştı

2016 yılında FETÖ’nün darbe girişimi sonrasında piyasalar, artan risk algısı nedeniyle zorlu bir döneme girdi. Ülkedeki olağanüstü durum, ekonomik göstergeleri olumsuz yönde etkileyerek, bunun ilk belirtileri döviz kurunda kendini gösterdi. 14 Temmuz 2016’da 2,8778 seviyesinden kapanan dolar/TL, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin basına yansımasının ardından yurt dışı piyasalarda satış ağırlıklı bir seyir izleyerek yüzde 5,1 artışla 3,0250 seviyesine yükseldi. Hafta sonu nedeniyle uluslararası piyasaların kapalı olması ve darbe girişiminin hızlı bir şekilde bastırılması, göstergelerin daha da kötüleşmesini engelledi. Darbe girişiminin büyük oranda kontrol altına alındığı pazartesi günü, BIST 100 endeksi, 15 Temmuz’daki kapanışa göre yüzde 7,08 düşüşle 76.957,61 puandan işlem görerek günü tamamladı. Haftanın devamında da düşüş eğilimini sürdüren endeks, haftayı yüzde 13,39 değer kaybıyla kapattı.

2016’da 16 milyar dolar olan bu tutarın 2019’da 8,6 milyar dolara kadar geriledi

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, darbenin Türkiye ekonomisine doğrudan maliyetinin yaklaşık 160 milyar dolar, dolaylı maliyetinin ise çok daha fazla olduğunu vurguladı. Şener, darbe girişiminin kişi başı maliyetinin 2 bin doları geçtiğini ve dolaylı maliyetinin toplamda 400 milyar doları aştığını belirtti. Ayrıca, kredi derecelendirme kuruluşlarının darbe sonrası hızlıca not indirimine gittiğini ancak ekonomideki hızlı toparlanma sayesinde bu indirimlerin gereksiz olduğunu savundu.Darbe girişiminin ardından Türkiye’ye doğrudan yabancı sermaye girişlerinde gözle görülür bir yavaşlama yaşandığını ifade eden Şener, 2016 yılında 16 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişinin 2019’da 8,6 milyar dolara gerilediğine dikkat çekti. Bu durumun, kişi başına düşen milli gelirde de bir gerilemeye neden olduğunu kaydeden Şener, 2013’te 12 bin 582 dolara ulaşan kişi başına gelirin, darbe girişimiyle birlikte 2020’de 8 bin 600 dolara düştüğünü, 2023 yılına gelindiğinde ise tekrar 13 bin 243 dolara ulaştığını bildirdi.

FETÖ darbe girişimi ülke ekonomisinin verimliliğini düşürdü

Kümülatif büyüme süreci göz önüne alındığında, geçen yıl kişi başına gelir hedefinin yaklaşık 19 bin 600 dolar olması beklenirken, bu rakamın 13 bin dolar civarında kaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Sefer Şener, “Darbe süreci, sadece kişi başına gelir kayıpları açısından 10 yıllık bir zaman kaybına yol açmıştır,” dedi.Şener, 2015 yılında 19,3 milyar dolar olan doğrudan yabancı yatırımların darbe girişimiyle birlikte 2020’de 7,7 milyar dolara düştüğünü belirterek, geçen yıl bu rakamın ancak 10,7 milyar dolara ulaşabildiğini ifade etti. “Darbe girişimi, Türkiye’nin yatırım çekme potansiyelini ve yatırım imajını ciddi anlamda zedelemiştir,” şeklinde konuştu.Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH’ye oranının 2015 yılında yüzde 1 civarında gerçekleştiğini, 2020’de bu oranın yüzde 3,2 seviyesine yükseldiğini dile getiren Şener, FETÖ darbe girişiminin ülke ekonomisinde verimliliği düşürdüğünü ve maliyetleri artırdığını belirtti. Kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri ve Türkiye’nin gri listeye alınmasıyla ülkenin uluslararası düzeydeki ekonomik imajının zayıfladığını aktaran Şener, darbe girişiminin kurumlar ve çalışanlar üzerindeki dejenerasyon etkisi düşünüldüğünde Türkiye’ye ekonomik maliyetinin çok daha yüksek olduğunu vurguladı.

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r