Eğitim İş Bursa Şubesi, gözaltına alınan geçmiş donem başkanlarından Özkan Rona için basın açıklaması gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen açıklamaya CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP Bursa İl Gençlik Kolları Başkanı Berkcan Bora, Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Engin Yurdakul, Eğitim İş Tis Sekreteri Yeliz Toy ve sendika üyeleri katıldı.
Gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşma yapan Eğitim İş Genel Örgütlenme Sekreteri Bülent Metin: “Bursa Şubemizin önceki dönem Başkanı Özkan Rona’nın Mustafa Kemal Atatürk’ün Bursa Nutku’ndan alıntı yaptığı bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle gözaltına alınması, ülkede hukuksuzluğun, baskının ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır saldırıların geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermektedir. Atatürk’ün Bursa Nutku, Türk gençliğine, cumhuriyetin ve devrimlerin korunması sorumluluğunu yükleyen tarihi bir metindir. Bugün bu nutku paylaşanlar dahi hukuksuz biçimde gözaltına alınıyorsa, iktidarın korkusunun ne denli büyüdüğü açıktır. Atatürk, gelecek iktidarlar konusunda yanılmamış, gençliği de Cumhuriyetin en büyük teminatı olarak görmüştür ve haklı çıkmıştır. Atatürk, 5 Şubat 1933’te Bursa Nutku’yla bizlere şu tarihi görevi vermiştir:
“Türk genci devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimi ve devrimlerin anlamını, değerini kavramış, benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Hemen işe karışacaktır. Eliyle, diliyle, gerekirse silahıyla.” Bizim silahımız kalemlerimizdir; çünkü bizler öğretmenleriz, eğitim emekçileriyiz; yeni nesilleri aklın ve bilimin ışığında yetiştirerek karanlığa karşı mücadele ediyoruz. Bu gözaltı, sadece Özkan Rona’ya değil, cumhuriyet değerlerine, ifade özgürlüğüne ve demokrasiye karşı yapılmış bir saldırıdır. Siyasi iktidar, baskı ve korku rejimi yaratma çabasıyla kendisine muhalif gördüğü herkesi sindirmeye çalışmaktadır. Ancak bilinmelidir ki, ne bu gözaltılar ne de hukuk dışı uygulamalar bizi bir adım geri attırmayacaktır.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve 100’ün üzerinde kişinin hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmasıyla birlikte değerlendirildiğinde, iktidarın muhaliflere karşı sistematik bir sindirme politikasını devreye soktuğu çok açıktır. Ülkemizin seçilmiş belediye başkanlarına, aydınlarına, gazetecilerine, demokratik haklarını kullanan yurttaşlarına yönelen bu baskıcı uygulamalar aynı zamanda halk iradesine doğrudan bir darbedir. Bizler, cumhuriyetin savunucuları olarak bu hukuksuzluğa sessiz kalmayacağız! Özkan Rona derhal serbest bırakılmalıdır! Aynı şekilde, Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi kumpaslara ve diğer tüm hukuksuz gözaltılara son verilmelidir. Başöğretmenimiz Atatürk’ün izinden yürüyen bizler, baskılara boyun eğmeyeceğiz! Hukuk dışı uygulamalara, hukuksuz gözaltılara, yargıyı sopa olarak kullanan bu anlayışa karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Cumhuriyet, demokrasi ve özgürlükler için sonuna kadar direneceğiz!
Baskılar bizi yıldıramaz! Zulmünüz varsa, direnişimiz var!” şeklinde konuştu.
Açıklamaya destek için gelen CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal: “Rusya’da Putin, Azerbaycan’da Aliyev ve elbette Türkiye’de Recep Tayyip Erdoğan var. Aslında bütün mesele, saray iktidarının kendi koltuğunda yaşamına devam etmesidir. Bugün, sevgili ülkemde artık hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Hangi sabah kimin kapısına polisin ya da jandarmanın geleceğini hiç kimse bilmemektedir. Ülke, cumhurbaşkanının açtığı davalar ve avukatlarının bunu ticarete dönüştürdüğü özel bir açık cezaevine dönüşmüştür. Herkes gözaltına alınabilir. Eğer bir ülkede sandık iradesi varsa, o sandık iradesini koruyacak bir hukuk düzeni olması gerekir. Evet, bir irade var. 31 Mart 2024 tarihinde bu ülkenin insanları iradelerini kullandılar ve yerel seçimde iktidarı alaşağı ettiler. Ancak iktidar, bu yenilgiyi hazmedemedi. Başta İstanbul olmak üzere, bütün ülkeyi abluka altına aldı. Bu durumu, ne yazık ki halkın iradesini sandıktan çıkan iradeyi korumayan yargı aracılığıyla gerçekleştirdi. Bugün yargı, ne yazık ki siyasete ve saraya teslim olmuştur. Eğer bir ülkede adalet yoksa, orada demokrasiden, özgürlüklerden ve ifade özgürlüğünden bahsedemezsiniz. Ayrıca orada açlık ve yoksulluk olur. Hayatın her alanı, insanlarımıza dar edilir. Daha dün, bir günde on milyar dolar satarak, kısmen doların ve piyasaların ateşini düşürmeye çalıştılar. Peki, bu on milyar dolar kimin? Kimin sırtından alındı? Hazineye ve Merkez Bankası’na kimler üzerinden kondu? Yüzde elli faizle, halkın adeta canını, kanını emerek, haraç olarak topladıkları vergiler üzerinden bu bedeli kim ödeyecek?
Yani mesele sadece Ekrem İmamoğlu ve belediye başkanlarımız değildir. Mesele, iktidarın dayattığı düzenle, yağmacı ve talancı bir sistemdir; adeta bütün ülkeyi abluka altına alan bir düzendir. Bugün de özelde Özkan Roma üzerinde yapılan hareket, aslında toplumu sindirmek ve korkutmak üzerine yapılmıştır. Bu anlayış, toplum iradesini adeta gasp etmektedir. Kısaca sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, onun düzenini de işletmek zorundayız. Başka çaremiz yoktur. Bunun için yapılan her türlü baskıyı reddediyoruz ve kınıyoruz. Bütün halkı dayanışmaya ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Yaşasın dayanışma! Yaşasın birleşik mücadele!” dedi.
ARA HABERİ
10 Nisan 2025ARA HABERİ
10 Nisan 2025GENEL
10 Nisan 2025GÜNDEM
10 Nisan 2025GÜNDEM
10 Nisan 2025SPOR
10 Nisan 2025SPOR
10 Nisan 2025