DOLAR 42,2645 0,23%
EURO 49,0944 0,44%
ALTIN 5.752,300,97
BITCOIN 4349647-1,74%
İstanbul
14°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Diyabet Sessizce Geliyor

Diyabet Sessizce Geliyor

ABONE OL
13 Kasım 2025 11:54
Diyabet Sessizce Geliyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Cemal Nuri Gürbüz, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, modern yaşamın getirdiği yanlış beslenme alışkanlıkları ve fiziksel hareketsizliğin diyabetin görülme sıklığını artırdığını söyledi. Uzm. Dr. Gürbüz, “Günümüzde özellikle işlem görmüş gıdalar, aşırı karbonhidrat tüketimi ve uzun saatler oturarak geçirilen yaşam biçimi, vücudun enerji dengesini bozuyor. Günlük ihtiyacın çok üzerinde alınan kalori, harcanamadığı için yağ dokusu olarak birikiyor. Bu da başta karaciğer olmak üzere iç organların çevresinde yağlanmaya, ardından da obeziteye neden oluyor” dedi.

İnsülin Direnci

Obezitenin, diyabete giden sürecin başlangıcı olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Gürbüz,
“Artan yağ dokusu, insülinin etkisini azaltarak ‘insülin direnci’ denilen tabloyu oluşturur. Bu durumda pankreas, kandaki şekeri dengelemek için daha fazla insülin salgılamak zorunda kalır. Ancak zamanla bu mekanizma yetersiz kalır ve kanda şeker düzeyi yükselmeye başlar. Bu evrede henüz ‘şeker hastalığı’ tanısı konmamıştır ama vücutta süreç çoktan başlamıştır” diye konuştu.

Hastalık sinsi bir şekilde ilerler

Uzm. Dr. Gürbüz, toplumda yeterince bilinmeyen “gizli şeker” kavramına da dikkat çekerek şöyle konuştu : “Gizli şeker, diyabetin habercisidir. Kişinin kan şekeri laboratuvar sonuçları henüz diyabet seviyesinde olmasa da, vücutta insülin direnci gelişmiştir. Bu kişilerde açlık
kan şekeri 100–125 mg, tokluk şekeri 140–199 mg aralığında ya da HbA1c değeri 5,7–6,5 arasındadır. Bu değerlerin herhangi biri bile gizli şeker tanısı koymak için yeterlidir.”“Gizli şeker sessiz ama tehlikeli bir dönemdir” diyen Uzm. Dr. Gürbüz, bu süreçte hastalığın sinsi bir şekilde ilerlediğini belirtti: “Kişi kendini tamamen sağlıklı zannedebilir, çünkü kan şekeri genellikle normal sınırlardadır. Ancak vücut, bu dengeyi sağlayabilmek için pankreası sürekli fazla çalıştırır. Bu dönemde ağır yemeklerden sonra uyku basması, terleme, çarpıntı, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Bu tablo, şekerin hızla düşüp çıktığı hipoglisemi döneminin işaretidir” şeklinde konuştu.

Gizli şeker, kalp ve damar hastalıklarına da zemin hazırlar

Yapılan araştırmalara göre, gizli şekerin yalnızca diyabete değil, kalp ve damar hastalıklarına da zemin hazırladığını vurgulayan Uzm. Dr. Gürbüz, “Açlık şekeri 110–125 mg arasında olan bireylerde kalp krizi, felç ve tüm nedenlerden ölüm riskinin yüzde 26’ya kadar yükseldiği saptanmıştır. Yani gizli şeker, sadece şeker hastalığı değil, yaşamı tehdit eden birçok sağlık sorununa da davetiye çıkarır” dedi. Burtom Konur Cerrahi Tıp Merkezi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Gürbüz, risk grubundaki bireyleri de şu sözlerle uyardı: “Bel çevresi genişlemiş olanlar, egzersiz yapmayanlar, hatalı beslenenler, trigliserid düzeyi yüksek, HDL düzeyi düşük kişiler, gebelikte şeker yaşamış kadınlar, polikistik over sendromu olanlar ve uyku apnesi bulunan bireyler gizli şeker açısından daha büyük risk altındadır. Bu kişilerin düzenli olarak kan şekeri ve HbA1c değerlerini ölçtürmeleri gerekir.”

Diyabet, yıllar içinde sessizce gelişen bir hastalıktır

Diyabetin uzun bir hazırlık süreci sonunda ortaya çıktığını belirten Uzm. Dr. Gürbüz, “Yakın zamana kadar diyabet tanısı konduğunda, bunun en az beş yıllık bir hazırlık dönemi olduğu düşünülüyordu. Ancak Japon bilim insanlarının yaptığı kapsamlı araştırmalar, bu sürecin aslında 20 yıl kadar uzun olabileceğini ortaya koydu. Yani diyabet, bir günde ortaya çıkan değil, yıllar içinde sessizce gelişen bir hastalıktır” diye konuştu.Uzm. Dr. Gürbüz, diyabetle mücadelede en etkili yolun yaşam tarzı değişikliği olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Şeker hastalığı kader değildir. Doğru beslenme, düzenli egzersiz, yeterli uyku ve stres yönetimiyle bu hastalığın önüne geçmek mümkündür. Özellikle risk grubundaki bireylerin, yılda en az bir kez kan şekeri ve HbA1c testlerini yaptırmaları erken tanı açısından çok önemlidir. Diyabeti önlemenin yolu, farkındalıktan ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını sürdürmekten geçiyor.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r