Yüksek Mahkeme, 126. maddeyle ilgili görülen 125. maddesinin de incelenmesine karar verdi

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, Ankara 20. İdare Mahkemesi, bir notere verilen uyarma cezasının iptali istemiyle açılan davada, Noterlik Kanunu’nun 126. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürerek iptal talebinde bulundu. Mahkemeye göre, söz konusu maddede hangi eylemlerin disiplin cezasına neden olacağının açık ve net bir şekilde belirlenmemesi ve yeterli hukuki güvence taşımaması gibi gerekçeler öne çıktı. Bu başvurunun ardından Anayasa Mahkemesi, yalnızca 126. maddeyi değil, 125. maddeyi de inceleme kapsamına aldı. AYM, 125. maddenin şu düzenlemesini iptal etti: “Meslekin vakar ve onuruna aykırı eylem ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan yahut da görevinin gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunan noterler hakkında, noterlik hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi amacı ile durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıdaki maddede olduğu yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

İptal kararları, 9 ay sonra yürürlüğe girecek

Yüksek Mahkeme, 126. maddede yer alan noterlere verilmesi öngörülen “uyarma, kınama, para cezası, geçici olarak işten çıkarma ve meslekten çıkarma” cezalarına ilişkin düzenlemenin de iptaline hükmetti. İptal kararları, 9 ay sonra yürürlüğe girecek.

Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır, iptali gerekir

Bu karar, Anayasa Mahkemesi’nin, daha önce Türk Eczacıları Birliği Kanunu’nda düzenlenen disiplin cezalarına ilişkin iptal gerekçelerine dayanarak benzer bir düzenlemenin hukuki denetimini ele aldığı bir durumu ortaya koyuyor.Özeti şu şekilde anlaşılabilir:

• Daha önce Yüksek Mahkeme, Türk Eczacıları Birliği Kanunu çerçevesinde eczacılara uygulanacak disiplin cezalarının “belirli bir açıklıkta ve öngörülebilirlikte olmadığı” gerekçesiyle iptaline karar vermişti.
• Bu iptal kararında şu noktalar öne çıkmıştı:
  • Disiplin suçları ile cezalar arasında yeterli bağlantı kurulamamıştı.
  • Cezaların, muhataplarına yönelik yeterli güvence sağlamadığı, keyfi yorumlamalara zemin hazırladığı vurgulanmıştı.
• Benzer durumun Noterlik Kanunu‘nda da mevcut olduğuna dikkat çekilmiş ve iptale sebep olan düzenlemelerin benzer nitelikte olduğu ifade edilmiş.
• Sonuç olarak, ilgili düzenlemelerin Anayasa’nın 2. maddesiyle bağdaşmadığına hükmedilerek iptali gerektiği belirtilmiş.

Buradaki temel mesele, yasaların öngörülebilirlik, açıklık ve eşitlik ilkeleri üzerinden hukuki güvence sağlamaması durumunda Anayasa’ya aykırı kabul edilerek iptal edilmesi gerekliliği. Bu bağlamda, disiplin cezalarının uygulanması ve ilgili kanuni düzenlemelerin daha açık ve objektif olması gerektiği vurgulanıyor.