Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen MÜSİAD 28. Olağan Genel Kurulu’nda muhalefeti ağır sözlerle eleştirdi. “Muhalefetteki değişim umutlarımız her seferinde hayal kırıklığına uğruyor” diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Genel başkanlar değişse de zihniyet değişmiyor. Bu ülkenin ana muhalefet partisi başkanı, kendi ülkesini yabancı medyaya şikayet etmekten çekinmiyor. İktidarı yıpratmaya çalışırken Türkiye’ye büyük zarar veriyor, boykot çağrılarıyla yerli ve milli markalarımıza, ihracatçılarımıza, istihdam sağlayan sanayicilerimize zarar veriyor. Adı yolsuzluk ve sahtecilik ile anılan bir avuç muhterisi memnun etmek adına, 85 milyon vatandaşımızı hayal kırıklığına uğratıyor. Bu, ekonomik tetikçilik, jurnalcilik, ispiyonculuktur. CHP’lilerin birbirlerini jurnallemesi bizi ilgilendirmez ama kendi ülkelerini jurnallemeleri asla görmezden gelinemez. Kimse, üreticilerimize zarar verme peşinde olamaz. Kantarın topuzu kaçtı ve düzelme umudu da kalmadı.”
Erdoğan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sivil siyaseti zehirli söylemlerle etkilemek kabul edilemez. Türkiye, bu toksik siyaset dilini 1960 öncesinden, 28 Şubat’tan, 12 Eylül’den ve Gezi kalkışmasından iyi bilir. CHP’nin hızla normalleşmesi gerekiyor, vesayet prangalarını kırmaları şart. Ülkenin gerçek gündemine dönmeleri lazım. Sorumlu bir dil ile siyaset yapmaya davet ediyorum. Kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacımız var. Bölgemizde ve dünyada tansiyon yükselmişken, yangına körükle gitmekten vazgeçilmesi gerektiğini vurguluyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının satır başları: “28 Şubat sürecinin ağır atmosferinde, MÜSİAD’ın gösterdiği dayanışma, yüreğimde her zaman müstesna bir yer tuttu. O karanlık günlerde adaletten ve haktan yana sergilediğiniz kararlı duruş, yalnızca bir iş dünyası örgütü değil, aynı zamanda bir vicdan hareketi olduğunuzu tüm Türkiye’ye gösterdi. Hak ve özgürlükler mücadelesinde, ekonomide, üretimde, istihdamda yazdığınız başarı destanları hâlâ hafızalardadır. Bazılarının öz evlat, bazılarının ise üvey evlat sayıldığı dönemlerde bile, sizler Türkiye için çalışmaktan, üretmekten ve umut olmaktan asla vazgeçmediniz. 1990’dan bu yana Türk ekonomisinin büyümesine, istihdamın artmasına ve Türkiye’nin küresel bir cazibe merkezi haline gelmesine verdiğiniz katkılar inkâr edilemez. Kazanırken sadece kendi kazancınızı değil, çalışanınızı, toplumunuzu ve milletinizi de gözeterek, kanaatle ticaret yapmayı ilke edindiniz.
Bugün Türkiye savunmada, diplomaside, demokraside ve birçok alanda başarı hikâyeleri yazıyorsa, bunda MÜSİAD ailesinin mücadelesinin büyük bir payı vardır. 2002 öncesi ile kıyaslandığında çok daha güçlü bir Türkiye varsa, bu gücün arkasında sizin alın teriniz, cesaretiniz ve duruşunuz vardır. Demokrasiye yönelen her saldırıda, MÜSİAD’ın verdiği destek asla göz ardı edilemez. Bu ülkenin istiklali ve istikbali için verdiğiniz emekler adına hepinize minnettarım. Nice badireleri hep birlikte atlattık, nice engelleri omuz omuza aştık. 35 yıldır sizinle aynı yolda yürümekten büyük bir gurur ve kıvanç duydum. MÜSİAD’ın milletimize ve demokrasimize verdiği kıymetli destek geçmişte olduğu gibi, gelecekte de en güçlü şekilde sürecektir. İnşallah yarın da aynı inançla, aynı kararlılıkla bir ve beraber olmaya devam edeceğiz.
Dünyamız sancılı olduğu kadar değişimlerin yaşandığı kritik süreçlerden geçiyor. Korona virüsü 3 yıl önce geride bıraktık, etkileri ise halen devam ediyor. Enflasyondaki direnç hala kırılamadı. Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen restleşmelerle artan gerilimin devam edeceği anlaşılıyor. Geniş yelpazede riskler ve tehditler giderek artıyor. Küresel ekonomi fırtınalı denizde ilerlemeye çalışıyor. Taşların yerine oturması biraz daha vakit alacak. Hükümet olarak fırtınalı sularda gemiyi limana güvenle oluşturacak plana projeye ve iradeye sahibiz. Her gün yenisi patlak veren krizlere rağmen soğukkanlı ve sabırlı yol alıyoruz. Artısını eksisini hesap ederek kararlarımızı uyguluyoruz. Reform programı ile ekonomimizi güçlendirdik. Programın en önemli hedeflerinden biri vatandaşı hayat pahalılığından kurtarmak.
Bundan 2 sene önce hayata geçirdiğimiz reform programı ile ekonomimizin temellerini güçlendirdik. Makro finansal istikrarı sağladık. Kalıcı ve sürdürülebilir büyüme için sağlam bir temel oluşturduk. Son 2 yılda çok ciddi mesafe kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Son 40 ayın en düşüğüne ulaştık. İnşallah devamı da gelecek. Mali disiplinden de taviz vermiyoruz. Depremin yaralarını hızla sararken, tasarruf tedbirlerini de bu yıl sürdürüyoruz. Kayıt dışılık her şeyden evvel haksız rekabettir. Devletin görevi hesabını kitabını doğru tutanı, işini kurallara uygun yürüteni korumaktır. Dolayısıyla kayıt dışıyla mücadeleden de geri adım atamayız.
Dış dengede de tablo olumlu. Altın hariç tutulduğunda cari fazla veriyoruz. Petrol fiyatlarındaki düşüş lehimize işliyor. İstihdamda da tarihi seviyelerdeyiz. İşsizlik oranımız %7,9’a geriledi. Son 20 yılın en düşük seviyesine işaret etmektedir. Gelişmelere bağlı olarak iç ve dış talepte geçici yavaşlamalar olabilir. Bunlar gayet doğaldır. Kapsayıcı bir büyüme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Son 1 buçuk aydır ortaya çıkan dalgalanmalara karşı başarılı sınav verdik. Malum çevrelerin operasyonu ellerinde patladı. Rezervlerimiz yeniden artmaya başladı. Hiçbir kesimi yalnız bırakmıyoruz. Çiftçimizin kullandığı kredilerde her 10 finansman giderinin 7 lirasın biz ödüyoruz. Yüksek teknolojide atılım için HİT30 programını başlattık. 2030’a kadar 30 milyar dolarlık destek vereceğiz. İhracat sadece döviz geliri değildir, üretimdir, istihdamdır, refahtır. Yazılım üreten de turizmde hizmet sunan da arkasında devletin desteğini hissediyor. Yılın ilk 4 ayında 15.7 milyar dolar desteği kullandırdık. Kim üretmek istiyorsa, yatırım yapıyorsa biz onun yanında olacağız.” dedi.
ARA HABERİ
10 Mayıs 2025ARA HABERİ
10 Mayıs 2025GENEL
10 Mayıs 2025GÜNDEM
10 Mayıs 2025GÜNDEM
10 Mayıs 2025SPOR
10 Mayıs 2025SPOR
10 Mayıs 2025