DOLAR 42,1076 0,24%
EURO 48,3480 0,44%
ALTIN 5.395,351,23
BITCOIN 43546222,11%
İstanbul
15°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Bayraktar, Kastamonu’da zirai dondan zarar gören bahçelerde incelemelerde bulundu
  • Ara Haberi
  • Genel
  • Bayraktar, Kastamonu’da zirai dondan zarar gören bahçelerde incelemelerde bulundu

Bayraktar, Kastamonu’da zirai dondan zarar gören bahçelerde incelemelerde bulundu

ABONE OL
13 Haziran 2025 09:04
Bayraktar, Kastamonu’da zirai dondan zarar gören bahçelerde incelemelerde bulundu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bayraktar incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, don hadisesinin
Türkiye’nin yaklaşık 65 ilinde özellikle meyve ürünlerine büyük zarar verdiğini belirtti.
Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü; “Maalesef ülkemizde mevsim kaymaları yaşıyoruz. Kışın yeterli yağış alamadık ülke genelinde kar yağışı bekledik ama maalesef kar yağışları yeterli olmadı. Tabi ilkbaharda ilkbahar yağışlarını bekliyorduk ama kar yağışı geldi. Kar ve kar yağışının arkasından da meydana gelen don hadisesi maalesef Türkiye’nin yaklaşık 65 ilinde özellikle meyve ürünlerimize büyük zarar verdi.”

“Kastamonu’da birçok meyve ve AB coğrafi işaret tescili alan Taşköprü
sarımsağı zarar gördü”

“37 ilimizde meyve bahçelerinde ziyaretlerde bulunduk. Yüzde 100’lere varan
oranlarda zararlar tespit ettik. Bugünde Kastamonu’dayız, burada bir elma
bahçesindeyiz. Bu bahçede de yüzde 100’lere varan oranda bir zarar söz konusu.
Kastamonu ilimizde ceviz, armut, erik, fındık, kiraz, şeftali, elma başta olmak üzere
aşağı yukarı bütün meyveler yüzde 80 – yüzde 100 oranında zarar görmüş durumda.
Şeker pancarı tarlalarımızda da bir miktar zarar bulunuyor.
Burada önemli bir ürünümüz var, Kastamonu’da Avrupa Birliğinde tescil alan
Avrupa Birliği’nin kabul ettiği Taşköprü sarımsağımız var üzülerek ifade ediyorum
Taşköprü sarımsağımız da yine Kastamonu’da zarar görmüş durumda.
Bu afetler hem bahçelerimiz zarar verirken bir taraftan da çiftçilerimizi mağdur
ediyor, çiftçilerimiz haklı olarak önce örgütlerinin yanında görmek istiyor. Örgütlerinin
kendisine sahip çıkmasını bekliyor ve daha sonra da diyor ki devlet bizim yanımızda
olmalı. Bu afetle karşılaşan çiftçilerimiz devletten gerekli yardımı görmelidir.”

“Çiftçilerimizin üretime devam edebilmesi için acil nakit ihtiyacı
bulunuyor”

“Özellikle çiftçilerimizin bankalara olan borçlarını biliyoruz, Tarım Kredi
Kooperatiflerine borçları var, kamu bankalarına borçları var bu borçların
yapılandırılmasını istiyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken şu; bu afetler sayı olarak
artıyor ama şiddet olarak da artıyor yani bu sene son 30 yılın en düşük ısı değerleri
ile karşı karşıya kaldık -20 dereceleri gördük -18 dereceleri gördük. Bu bahçe -18
dereceyi görmüş. Bu son 30 yıldır gördüğümüz ısı değerleri değil, çok farklı bir ısı
düşmesi buna ürünlerimizin dayanabilmesi mümkün değildi, zaten dayanamamış.
Bazı bahçelerimiz de görüyorum dallar kurumuş, bazı bahçelerimiz de
ağaçlarımızın gövdeleri kurumuş yani dolayısıyla önümüzdeki yıllarda da belki birkaç
yıl bu bahçelerden verim almak mümkün olmayabilir. Bu bahçelerin meyve tutumu söz konusu olmayabilir dolayısıyla bu borçları yapılandırırken afetin bu büyüklüğünü
dikkate alarak borç yapılandırılması fevkalade önem taşıyor.
Bunun birkaç yıl bu borçların birkaç yıla ötelenmesi ertelenmesi önem arz
ediyor. Bu çok önemli bunun dışında bir de çiftçilerimiz üretime devam etmek istiyor
yani önümüzdeki yıl da bu bahçelerle hizmet vermek, bu bahçelerin bakımını
sağlamak bu bahçelerden meyve almak istiyor. Üretim yapmak istiyor. Dolayısıyla
çiftçilerimizin nakit ihtiyacı var burada bankalarımızın çiftçilerimizin şu anki borç
durumuna bakmadan bunların ertelenmesini istiyoruz.
Çiftçilerimize taze kredi açılması lazım, yeni kredi açılması lazım, düşük faizli
kredi verilmesi lazım, bunu sağlarsak çiftçilerimiz buradan elde ettikleri nakitle
bahçelerine girebilir, bahçelerinin bakımını yapabilir üretime devam edebilir.
Ayrıca bankaların dışında nakit desteğine ihtiyacı var çiftçilerimiz bu manada
Tarım ve Orman Bakanlığımızın bir çalışması var maliyetler üzerinden bir nakit
yardımı yapılması düşünülüyor. Bunu da olumlu karşılıyoruz ama bir an evvel bu
çalışmaların bu tespitlerin yapılarak bu nakit ihtiyacının hızlı bir şekilde karşılanması
önemli.
Çiftçilerimizin nakite çok acil olarak ihtiyacı var yani gecikmiş olan destek,
destek değildir dolayısıyla verilecek nakit desteği çok hızlı bir şekilde çiftçilerimize
ulaştırılmalıdır.”

“Tarım göç veriyor. Tarlada üretici olanlar şehirde tüketici oluyor”

Bu arada özellikle çiftçimize desteği şunun için istiyoruz tarımda çiftçilerimizi
tutamıyoruz tarım göç veriyor yani tarlada, üretici olanlar şehirde tüketici oluyor peki
üreticileri tüketici haline getirirsek üretenler şehirde tüketmeye başlarsa bu ülkenin
gıda güvenliğini kimle sağlayacağız. Tüketicilerimizin gıda ihtiyacını kimler
karşılayacak onun için üreticilerimize ihtiyacımız var üreten insanlara ihtiyacımız var
göçü önlemek istiyorsak çiftçilerimize destek olmak zorundayız.
Bizi bekleyen bu manada bir tehdit daha var. Gençlerimizi tarımda tutamıyoruz.
18 – 32 yaş arası gençlerimizin oranı yüzde 5’lere kadar düştü. Gençlerimize pozitif
ayrıcalık yapmamız lazım, bir takım destekler vermemiz lazım ve gençlerimizi
tarımda tutmamız lazım. Kırsal kalkınmaya ihtiyaç var, sosyo ekonomik yönden
kırsalı kalkındırmamız lazım, gençlerimizin muhakkak suretle tarım sektöründe
kalabilmesi, köylerinde kalabilmesi için kırsalın kalkınması fevkalade önem taşıyor.”

“Ülkemiz ciddi bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya”

“Bizi bekleyen bunun dışında çok büyük bir tehdit daha var zaman zaman
gündeme taşıyorum, bazı paydaşlarımız ilgili uzmanlar da bunu gündeme taşıyor.
Önümüzde çok ciddi bir kuraklık tehdidi bizi bekliyor. Zaten kuraklığın emarelerini
bugünden gördük görmeye başladık, bazı illerimizde kuraklık halen devam ediyor.
Ben geçtiğimiz günlerde Güneydoğu Anadolu Bölgesindeydim, oradaki
ürünlerimiz kuraklıktan fevkalade olumsuz etkilenmiş ama batı bölgelerimizde de
bugün kuraklık tehdidi tehlikesi devam ediyor.
Bazı barajlarda yeterli su yok çiftçilerimize su verilemiyor barajlardan.
Dolayısıyla sulama imkanı bulamayan çiftçilerimiz ürünlerini sulayamıyor. Şimdi
yapılan çalışmalara göre 5 – 6 yıl sonra Türkiye su fakiri bir ülke olacak. Yani kişi başı
su tüketim miktarı 1000 metreküpün altına düşecek. Dolayısıyla bütün bunları bu
tehdidi bütün bu kuraklıkla ilgili sıkıntıları dikkate alarak şu an hemen hızlı bir şekilde
tedbirlerimizi almamız lazım, bunlardan bir tanesi en önemlisi sulamada verimlilik
rakamlarımız. Hızlı bir şekilde üreticilerimizin basınçlı sulama sistemlerine geçmesini
sağlamamız lazım. Bugün halen vahşi sulama yapılan yerler var. Türkiye’nin buna tahammülü yok artık. Bütün üreticilerimizin yeterli destek verilmek suretiyle, basınçlı
sulama sistemlerine geçmesi sağlanmalı.
Kuraklık elbette bizi etkileyecek çünkü biz Akdeniz havzasında bulunan bir
ülkeyiz. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda Akdeniz havzasında bulunan Türkiye dahil
bütün ülkeler kuraklıktan etkilenecek ama bu tedbirleri alırsak kuraklıktan az etkilenen
bir ülke oluruz. Eğer bu tedbirleri almazsak ülkenin gıda güvenliğini sağlayamayız.
Çiftçilerimiz sofralarımızda fedakarca bir şekilde üretim yaparak üç öğün hiçbir
şeyi eksik etmiyorlar. Sabah, öğle, akşam sofralarımızda hiçbir şey eksik değil ama
sektörle alakalı bu tehditleri dikkate almazsak gerekli önlemleri almazsak ve çiftçimizi
desteklemezsek çiftçimizin arkasında durmazsak üretime devam edemeyiz
Ziraat Odası başkanları da afetlerin başından beri alanda oldular, çiftçilerimizin
yanında oldular ve doğru bilgileri bize ulaştırdılar. Biz de bu bilgileri kamuoyuyla
paylaşmış olduk. Değerli oda başkanlarına da çok teşekkür ediyorum.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r