08 Aralık 2025 Pazartesi
Erdoğan’dan Suriye Hürriyet Günü Mesajı
Choosing a beautiful, simple multi-currency wallet for desktop and mobile (that you’ll actually enjoy using)
2023'ten Beklentiler
Çöldeki Cennet
1888’de kuduz aşısı ürettik, 2023’de bulamadık!

Suriye’de Beşar Esad rejiminin devrilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Aralık Suriye Hürriyet Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Yıllar süren bir zulüm düzeninin, çok ağır bedellerin, büyük acıların, türlü zorlukların ardından Suriyeli kardeşlerimizi özgürlüğüne kavuşturan 8 Aralık Devrimi’nin 1’inci yılını yürekten tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Erdoğan mesajında, “Devrik rejimin ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit olan kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyorum” dedi ve Suriye halkına Türkiye’nin selam ve muhabbetlerini ilettiğini belirtti.
Suriye’de bir yıldır katedilen yolu takdirle karşıladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, içeride tüm kesimleriyle toplumsal barışı sağlaması, huzur ve istikrar merkezi olarak bölgesinde temayüz etmesi için gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


406 sayfalık kararda, otel yöneticilerinin yangını öğrenen ilk kişiler olmasına rağmen otelde kalan misafirlere haber vermediği ve tahliyeye yönelik hiçbir eylemde bulunmadığı vurgulandı. Mahkeme, yangın anındaki kritik dakikaların boşuna harcandığını belirtti.
Kararda, yangın söndürme eksiklikleri, hatalı merdiven ve asansör yapısı, gaz tahliye sistemi gibi sorunların, eğitimsiz personelle birleşerek felaketin boyutunu artırdığı ifade edildi. Sanıkların uzun yıllardır turizm sektöründe aktif oldukları ve yönetimde etkin konumda bulundukları kaydedildi.
Mahkeme, sanıkların yangının olası sonuçlarını önlemek için herhangi bir tedbir almadığını ve bilinçli taksir unsurlarını aştığını belirtti. Kararda, “Öngörülebilir ve önlenebilir vahim neticenin ortaya çıkmasından sanıklar olası kastla sorumludur” denildi.
Mahkeme, yangın sırasında otel yönetiminin “misafirlere haber vermeyin” talimatının hayati dakikaları boşuna harcattığını ve felaketin boyutunu artırdığını vurguladı.


İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, lisans diplomasının sahte olduğu iddiasıyla açılan davada “zincirleme resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası talebiyle 3. kez hakim karşısına çıktı.Duruşma, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri’deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda gerçekleştirildi. İmamoğlu, salona alkışlar eşliğinde getirilirken, mahkeme başkanı alkışlara sert uyarıda bulundu.
Davanın Kahramanmaraş’a atanan hakimi yerine, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi eski üyesi Sinan Erdemli duruşmayı yönetti. İmamoğlu, bugüne kadar 12 kez heyet değiştiğini hatırlatarak, “Umarım sizin başınıza böyle bir şey gelmez” dedi.
İmamoğlu, diplomasının sahte olmadığını vurgulayarak, “Belgelerimin tümünün gerçek olduğunu kanıtladığımızda bağımsız bir karar verebilecek misiniz?” diye sordu. Davayı bir “kumpas” olarak nitelendiren İmamoğlu, suçlamaları reddettiğini ve hakkını sonuna kadar arayacağını söyledi.
Mahkeme başkanı, İmamoğlu’nun üniversiteye geçiş sürecindeki maddi durumunu sordu. İmamoğlu, “Çok şükür fakir değildik. Keşke fakirlik meselesine odaklandığınız kadar mahkeme heyetinin değişmesine dair de bir iki şey söyleseydiniz” yanıtını verdi.
İmamoğlu, tüm resmi evraklarını göstererek, “Gördüğünüz gibi bütün belgelerim yanımda ve hepsi aşama aşama kayıt altına alınmış. İyi ki saklamışım” dedi. Hâkime de, “Siz de üniversite mezunusunuz; diplomanın gerçek olduğunu bilirsiniz” diye seslendi.
İmamoğlu, iddianamede eksik ve niyet okumasıyla doldurulan boşluklara dikkat çekerek, savcıların bu süreçte terfi etmesine tepki gösterdi: “Şunu yazan savcı terfi ediyor. Bu dava yalnızca yargı üzerinden değil, akademik kurumlar üzerinden de siyasallaştırılıyor.”
Mahkeme, duruşmayı 16 Şubat’a erteledi, idare mahkemesinin kararını bekleyecek. Karara tepki gösteren İmamoğlu, “Yargılamaya niyetiniz yok, hepinize çok yazık” dedi. Salondaki izleyiciler de sıralara vurarak karara tepki gösterdi.
İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğu iddiasıyla CİMER’e başvuruda bulunulması sonrası İstanbul Üniversitesi, 18 Mart 2025’te 28 kişinin diplomalarını iptal etti. İddianamede, İmamoğlu’nun evrakları hileli şekilde kullanarak “resmi belgede sahtecilik” suçuna iştirak ettiği ileri sürüldü.İddianamede, İmamoğlu’nun zincirleme resmi belgede sahtecilik suçundan 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Hapis cezası, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için gerekli üniversite mezunu olma şartını da etkileyebilecek.

Kurt’un ölümü üzerine başlatılan soruşturmada yakalanan isim, eski kız arkadaşının babası Hasan Göksu oldu. Göksu’nun, Kurt’u telefonla arayarak ölümle tehdit ettiği iddia edildi. Cinayete ilişkin dava başlasa da, ikinci duruşmada Göksu’nun tahliyesine karar verildi.
Son duruşmada mahkeme, cinayet mahalli yakınında taksiye binen kişinin Hasan Göksu olup olmadığını belirlemek için bilirkişi raporu hazırlanmasına hükmetti. TÜBİTAK tarafından hazırlanan raporda, taksideki kişinin fotoğrafları yapay zekâ temelli algoritmalarla Göksu’nun görüntüleriyle karşılaştırıldı. Analizde yüzde 17,36 benzerlik tespit edildi. Raporda, algoritmaların farklı kişilere ait fotoğrafları çoğu zaman 0’a yakın benzerlikte tespit edebildiği, bu nedenle yüzde 17,36 oranının yeterli görüldüğü belirtildi.
Mahkeme, Göksu’nun tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkardı. 6 Ağustos’ta Sinop’ta yakalanan Göksu, adliyeye sevk edildi ve tutuklandı. Batuhan Kurt davasında bugün tarihi anlar yaşandı. Eski sevgilisinin babası olan katil zanlısı, mahkeme tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Kararın duyulmasıyla Kurt’un annesi, yıllardır sakladığı ve oğlunun tabutuna sardığı Türk bayrağını gözyaşları içinde açtı. Anne Kurt, “Oğlumun bayrağını bugün adalet için açtım. İçim biraz olsun rahatladı” dedi. Mahkeme koridorlarında sevinç gözyaşları yankılandı.


Dünyanın önde gelen bankaları, 2026 yılı için altın fiyat tahminlerini paylaştı. Bankaların öngörüleri, altının yönü konusunda farklı senaryolar sunuyor:
Bazı bankalar, altının 2026’da 5.000 dolara kadar çıkabileceğini öngörürken, diğerleri 4.450–4.900 dolar aralığında bir dengelenme bekliyor. Analistler, fiyatların global ekonomik gelişmelere bağlı olarak şekilleneceğini vurguluyor.Not: Bu haber yatırım tavsiyesi niteliği taşımamaktadır.
