26 Aralık 2025 Cuma
Gazeteabc/ Haber: Adiviye ElbaşCumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanlığı tarafından kent meydanında ‘Asgari Ücret Tepkisi’ konulu basın açıklaması düzenlendi.
Düzenlenen basın açıklamasında konuşma yapan İl Başkanı Nihat Yeşiltaş: “Türkiye emekçi sınıfı, zenginle fakir ne zaman karşı karşıya gelse, zenginden yana taraf olmuş bir iktidarın ablukası altındadır. Bizler, 24 Aralık’ta sadece asgari ücretin açıklanışını değil, iktidarın, bu ülkenin insanı için artık zerre kadar insafının kalmadığını izledik. İşçinin masada olmadığı göstermelik bir pazarlıkla, milyonlarca işçiyi, milyonlarca emekçiyi ve milyonlarca aileyi açlığa mahkum ettiler. Kimsenin güvenmediği TÜİK bile, yüzde 31 enflasyon gösterirken, bu oranın altında zam yapıp, hiç utanmadan, hiç sıkılmadan “emekçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler. Açlık sınırının 30 bin lirayı geçtiği bir ülkede, Bu halka, 28 Bin lira parayı, Bu onurlu halka, açlığı reva gördüler. Yere batsın böyle düzen.” dedi.
İl Başkanı Nihat Yeşiltaş konuşmasının devamında: “Bu hükümet asgari ücretin bir yoksullukla mücadele aracı olduğunu hatırlasın. Çünkü normal bir düzende, halkın emeğini kimse sömürmesin diye hükümet piyasayamüdahale eder, asgari bir ücret belirler ve halkının yanında olur. Asgari ücretin anlamı budur. Ama bu ülkede halkın emeği, zengin daha zenginleşsin diye bizzat hükümet eliyle sömürülüyor. Bu ülkede, Kriz varsa yükü işçi çekiyor, büyüme varsa payı zengin alıyor. Vergiyi yoksul ödüyor, yoksulun vergisi zengine gidiyor. Bir avuç sermaye sahibi ve saray etrafında öbeklenen bir avuç azınlık, şatafat içinde yaşasın diye, milyonlarca insan açlığa mahkum ediliyor.
Bu hükümetin halkla olan bağı tamamen kopmuştur. Halka bağı kalsa bütçe görüşmelerinde sırasında “Asgari ücretli sayısı abartılıyor” demezlerdi Gerçek şudur: Bu ülkede çalışanların yarısı asgari ücretle çalışıyor. Diğerleri de onun biraz üzerinde maaş alıyor. Asgari ücretin iki katından daha yüksek bir maaşla çalışanların oranı sadece yüzde 12. Bu ülkedeki maaşların tamamı neredeyse asgari ücrete göre hesaplanıyor.
1 sene boyunca geçerli olacak bu ücretmaalesef durdurulamayan enflasyon karşısında hızla eriyecek.Halkımız her ay daha büyük bir karanlığa sürüklenecek. İnanın bu ülkenin insanları, bu ülkenin emekçi halkı bu karanlığı haketmiyor. Bir kez daha açıkça görülmüştür ki, ülkedeki adalet krizi her geçen gün daha da büyümektedir. Eksik olan adalettir. Sorun bu adaletiz düzenin sahipleridir. Bugün ülkenin her yanından adalet çığlıkları yükseliyor. Sadece mahkeme salonlarında değil. Evde, fabrikada, tarlada, okulda. Bütün ülke, adil bir yaşamın özlemini çekiyor, adil bir düzen istiyor. Kardeşlerim, bu düzeni yaratanlar değişmeden, tek bir emekçi, tek bir yurttaş nefes alamayacak. Yemin olsun bu düzeni de, Bu düzenin işbirlikçilerini de , ilk seçimde gönderip, Büyük usta Nazım’ın düşlediği “Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan” bir ülkeyi, Ekmek, gül ve hürriyet günlerini hep birlikte kuracağız. Yemin olsun başaracağız. Mutlaka kazanacağız. Aydınlık yarınlarımıza selam olsun. Sağ olun, Var olun.” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da açılışı yapılan hastanede yaptığı konuşmada, Türkiye’nin sağlık alanındaki başarısına dikkat çekti.
Erdoğan, corona virüs salgını dönemini hatırlatarak, “Etkilerini halen atlatamadığımız küresel bir salgın yaşadık. Bu salgın ülkelerin hem ekonomisini hem de sağlık sistemini test etti. Sağlık sistemi zayıf olan ülkeler salgın döneminde ağır bedeller ödedi. Senelerdir bizlere örnek gösterilen Avrupa’da hangi trajik sahnelerin yaşandığını hatırlıyoruz” dedi.
Türkiye’de bir günde üç milyon muayenenin gerçekleştirildiğini ve güçlü bir sağlık altyapısı kurulduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye sağlıkta öncü bir ülke oldu. Sağlık alanında artık farklı bir ligin oyuncusuyuz. Bundan da ülkemiz adına kıvanç duyuyoruz” şeklinde konuştu.Erdoğan, kamuculuk anlayışının sermaye düşmanlığı olmadığını vurgulayarak, “Gerektiğinde özel sektörle birlikte temel hizmetleri vatandaşımıza sunabilmek asıl önemlidir. Türkiye vatandaşına kesintisiz sağlık hizmeti sunuyor. Parası olanın değil, ihtiyacı olanın sağlık hizmetine eriştiği bir sistemi ülkemize kazandırdık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı, İstanbul’un özellikle saç ekimi ve estetik alanlarında bir marka haline geldiğini belirtti.
Sağlık hizmetlerinde denetimin önemine dikkat çeken Erdoğan, “Kara düzen çalışan kim varsa tespit ettiğimiz an gözünün yaşına bakmıyoruz. Daha fazla para kazanacağız diye kimse vatandaşlarımızın ve misafirlerimizin sağlığını tehlikeye atamaz” dedi.

Açıklamada, 27 Aralık Cumartesi günü Erzincan, Elazığ, Tunceli, Erzurum, Ardahan ve zamanla Iğdır’ın yüksekleri, Ağrı, Kars ve gece saatlerinde Van’da kuvvetli (5-20 cm) kar yağışının etkili olmasının öngörüldüğü ifade edildi. Bingöl, Bitlis, Muş, Hakkari, Şırnak’ın kuzey ve doğusu ile zamanla Van’ın güneyinde ise yer yer yoğun (20 cm üzeri) kar yağışı bekleniyor.
İçişleri Bakanlığı, vatandaşların ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don ile yüksek kesimlerde tipi gibi olumsuzluklara karşı tedbirli olması gerektiğini hatırlattı. Yetkili mercilerin uyarılarının takip edilmesinin önemine de dikkat çekildi.


10 Mart mutabakatı kapsamında Suriye ordusuna entegre olması beklenen SDG’den, sürenin dolmasına 5 gün kalmasına rağmen herhangi bir somut adım gelmedi. Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından gelen son açıklamalar, askerî operasyon ihtimalini yeniden gündeme taşıdı.
Suriye Dışişleri Bakanlığından bir kaynak, resmi ajans SANA’ya yaptığı açıklamada, SDG’nin entegrasyona ilişkin beyanlarının bugüne kadar “teorik düzeyde” kaldığını belirtti. Kaynak, ne somut bir adımın atıldığını ne de net bir takvimin ortaya konulduğunu vurguladı.
Aynı kaynak, Suriye’nin kuzeydoğusunda devlet yapısı dışında kalan idari, güvenlik ve askerî kurumların varlığının birlik söylemiyle bağdaşmadığını ifade ederek, bu durumun çözüm üretmek yerine ayrışmayı derinleştirdiğini kaydetti.
PKK/YPG’nin Şam yönetimiyle diyaloğun sürdüğüne yönelik açıklamalarına da değinen kaynak, bu söylemlerin sahada karşılık bulmadığını savundu. Açıklamaların, siyasi baskıları azaltmaya yönelik ve daha çok medya amaçlı kullanıldığı öne sürüldü.
“Petrol tüm Suriyelilere aittir” söyleminin inandırıcılığını yitirdiğini belirten yetkili kaynak, petrol gelirlerinin devlet kurumları aracılığıyla yönetilmediğine dikkat çekti. Ayrıca sınır kapıları ve sınırlar üzerindeki tek taraflı kontrolün ulusal egemenlikle bağdaşmadığı vurgulandı.
Güvenlik kaynakları, mutabakat şartlarının yerine getirilmemesi halinde Suriye’nin ülke bütünlüğü için operasyon yapabileceğini, Türkiye’nin de bu sürece destek vereceğini ifade etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 10 Mart Mutabakatı’nın mutlaka uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.
Süre dolmadan adım atılmaması halinde Suriye ordusunun kapsamlı bir operasyon başlatmaya hazırlandığı belirtiliyor. Bu kapsamda 7 tümen ve yaklaşık 80 bin askerin bölgeye sevk edilmesi planlanırken, Deyrizor, Rakka ve çevresinde İHA-SİHA uçuşlarının yoğunlaştırıldığı bildiriliyor.

Reuters’a konuşan yetkililer, patlamanın bir intihar saldırganı tarafından gerçekleştirilen saldırıdan ya da önceden yerleştirilen patlayıcı maddelerden kaynaklanmış olabileceğini belirtti. Yerel bir yetkili, patlamanın camide büyük hasara yol açtığını açıkladı.
Suriye devlet medyası, güvenlik güçlerinin olayın ardından bölgeyi güvenlik çemberine aldığını ve patlamanın nedenine ilişkin soruşturma başlatıldığını duyurdu.
