Söz konusu bedel, kanalizasyon ve içme suyu altyapısının karşılanması amacıyla alınsa da, belediyeler zamanla yerleşime açık olmayan alanlar dahil tüm yapı ruhsatlarında bu bedeli talep etmeye başlamış, ayrıca yasada tanımlı alanlar dışında da farklı tarifeler uygulamıştı.
Yüksek Mahkeme, teknik altyapı bedelinin nasıl hesaplanacağına ilişkin herhangi bir ölçüt belirlenmemesinin, mülkiyet hakkını kısıtladığına dikkat çekti. Kararda şu ifadeye yer verildi:
“Teknik altyapı bedelinin hesaplanmasına ilişkin ölçüt belirlenmeksizin yürütme organına sınırları ve kapsamı belirli olmayan bir yetki tanınması, mülkiyet hakkının kanunla sınırlanması ilkesiyle bağdaşmamaktadır.”
Kararın gerekçesinde, Anayasa’nın öngördüğü şekilde mülkiyet hakkına getirilecek sınırlamaların kanunla ve belirli esaslar çerçevesinde yapılması gerektiği vurgulandı. AYM, sadece şeklen var olan bir kanun maddesinin yeterli olmayacağını, düzenlemenin esas, ilke ve çerçeveyi açık biçimde tanımlaması gerektiğini belirtti.
Karar oybirliğiyle alınırken, iptal hükmünün dokuz ay sonra yürürlüğe gireceği açıklandı. Daha önce Danıştay da belediyelere, altyapısı mevcut bölgelerde teknik altyapı bedeli alınamayacağı uyarısında bulunmuştu. Yüksek Mahkeme’nin kararıyla birlikte bu uygulama tamamen son bulacak.
ARA HABERİ
13 Ekim 2025ARA HABERİ
13 Ekim 2025GENEL
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025GÜNDEM
13 Ekim 2025SPOR
13 Ekim 2025SPOR
13 Ekim 2025