Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkenin 147’si Filistin’i resmi olarak tanırken, son günlerde İngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Portekiz, Finlandiya, Lüksemburg, Malta, Andorra ve San Marino gibi ülkeler de Filistin’i tanıma sinyalleri verdi. Avrupa Birliği ülkelerinin bir kısmı halihazırda Filistin’i tanırken, dokuz ülke daha bu konuda adım atmaya hazırlanıyor. Bu hızlı gelişmeler, “Yıllarca sessiz kalanlar neden şimdi seslerini yükseltiyor?” sorusunu akıllara getirdi.Avrupa sokaklarında on binlerce insanın İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı protesto gösterileri düzenlemesi, siyasetçilerin üzerindeki “seçmen baskısını” artırdı. Özellikle genç kuşakların Filistin konusundaki duyarlılığı, Batılı liderlerin politikalarında değişim sinyalleri olarak değerlendiriliyor.
Batı’nın insan hakları ve evrensel değerler vurgusunun, Müslüman halklar söz konusu olduğunda çoğu zaman geçersiz sayıldığı eleştirisi uzun süredir gündemde. Filistin’i tanıma sinyalleri veren Fransa’da ise Gazze destek gösterilerine polis müdahalesi yapılması, Batı’nın samimiyeti konusunda kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor. Zulmün karşısında olduklarını söyleyen siyasilerin aynı zamanda gösterilere müdahale etmesi, eleştirilerin odağına yerleşti.
Avrupalı siyasetçilerin son dönemdeki bu hamleleri, geçmişte sessiz kalınan zulümlerin telafisi mi yoksa uluslararası baskılar karşısında alınan zorunlu pozisyonlar mı olduğu tartışılıyor. Her iki yorum da kamuoyunda yankı bulurken, ortak görüş Batı’nın Filistin meselesinde artık “tarafsız kalma” lüksünü yitirdiği yönünde.Önümüzdeki süreçte bu söylemlerin somut adımlara dönüşüp dönüşmeyeceği ise uluslararası gündemin merakla beklenen konusu olmaya devam ediyor.
ARA HABERİ
03 Ağustos 2025ARA HABERİ
03 Ağustos 2025GENEL
03 Ağustos 2025GÜNDEM
03 Ağustos 2025GÜNDEM
03 Ağustos 2025SPOR
03 Ağustos 2025SPOR
03 Ağustos 2025