Türkiye’nin başı derttedir

İftar yemeği sonrasında İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu: “Siyasi yolculukta Bursa’nın bizim açımızdan yeri çok önemli ve kıymetlidir. Gerek kuruluş aşamasında, gerekse korunmadan önceki dönem içerisinde Bursa’ya çeşitli ziyaretlerde bulunmuşuzdur. Bugün burayı şereflendiren siz kıymetli misafirlere ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyorum. Görev kuruluş gününden itibaren bizimle birlikte olan dava ve kader arkadaşlarımızın da bugün bizimle olmalarından dolayı duyduğum mutluluğu ifade etmek istiyorum. Hem Türkiye’nin başına tek adamlığı bela eden referandum sürecinde, hem de İyi Parti’nin kuruluş aşamasında, başımız ne zaman dara düşse soluğu Bursa’da alırdık. Bugün de benzer bir durumla karşı karşıyayız. Türkiye’nin başı derttedir; Türkiye’nin geleceğine dinamik koymak amacıyla hayata geçirilen projeler bugün yine iş başındadır. Sırtımızı doğru bir yere dayamalıyız; doğru bir yere yaslanmak mecburiyetindeyiz. İşte yine o zor zamanların birinde, bugün Bursa’dayız ve sırtımızı Bursa’nın dava adamlarına dayıyoruz.” dedi.

Cumhuriyet’in değerlerini aşağılayarak bir süreci başlattılar

Genel Başkan Dervişoğlu konuşmasının devamında: “Biliyorsunuz, bir süreç başlatıldı. Bu süreç, geçmişte benzerlerinden farklı olarak, başkalarının plan ve programlarının yaşama geçirilmesi üzerine tetikçiliğin başkalarına yaptırıldığı bir süreç olma özelliğiyle kendini hissettiriyor. “Terörsüz Türkiye” diyorlar. Onun inşa edilmesi için el birliği yapmanın gerektiğine de vurgu yapıyorlar. Türkiye’nin terör belasıyla ilgili isteyen hiç kimse yok. Akıl olan herkes elbette ki terörsüz Türkiye isteyecektir. Terör, sevdiklerine yol haritası çizen Türkiye için yeni açılımları planlamaya kalkışıyor. Hesabının verileceği günlerin yakın olduğunu bilmenizi istiyorum. Bir cami başlıyor. Seslenerek ve adeta manifestolarında, yetmemiş gibi Türk milletinin milli kimliğini ve Cumhuriyet’in değerlerini aşağılayarak bir süreci başlattığını ifade etti. Başta iktidar partisi olmak üzere birçok siyasi parti, bu sürecin başlamasından sevindirici oldular. Birtakım öngörülerimi ifade etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bir yol haritası kalmıştır. Şimdi bu yol haritası, yeni yeni tartışmalarla Türkiye’nin gündemine geliyor.

O çağrının YPG’yi, PYD’yi, PKK’yı kapsamayacağını mı düşünüyorsunuz? 

Efendim, İmralı canisinin silahların bırakılması için PKK’ya çağrı yapmış. Bu çağrı, PYD’yi, YPG’yi, KCK’nın diğer unsurlarını kapsıyor. Bütününden yaşama geçirilmiş bir takım tartışmalar gündeme getiriliyor. Siz bu çağrıyı yaptırırken, o çağrının YPG’yi, PYD’yi, PKK’yı kapsamayacağını mı düşünüyorsunuz? O siyasi akımdan, o devlet aklından, bu derdi mahrum muydunuz ki bugün bu tartışmaları yaşatıyorsunuz Türkiye’ye? Bakın, bu iş gündeme geldiğinden beri asıl tartışmanın nerede yaşandığını sizlere hatırlatmak istiyorum. Abdullah Öcalan’ın konuşmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grup toplantısına davet edildiği andan itibaren aslında PKK’nın silah bırakıp bırakmayacağı değil, Türk’ün kimliği tartışılmaktadır. Türk’ün varlığı tartışılmaktadır. Milli devlet yapısı tartışmaları gündemdedir. Cumhuriyet tartışılmaktadır. Ve bugün Abdullah Öcalan, İmralı’dan adeta iktidarı sigaraya çekmeye kalkışmaktadır. Buradan onlara sesleniyorum: Abdullah Öcalan’ın derman arayan Türk milletinden değildir.

Öcalan’dan alacağımız bir Türklük, Cumhuriyet ve demokrasi dersi yoktur

Buradan açıkça söylüyorum: Türkiye’nin kuruluş ilkeleri, kuruluş felsefesi, Türk milletinin varlığını, birliğini ve bütünlüğünü gösterir. Türk vatanı, parçalanmaz bir bütündür. Her zaman bu sebeple İyi Parti’nin birliğine, bütünlüğüne ve beraberliğine zarar vermek üzere ellerinden gelen her türlü çabayı gösterdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grubumuzun parçalanmasını, teşkilatlarımızı bölmeyi hedeflediler. Ancak o arkadaşlarımızı birbirlerine düşürmeyi başaramadılar. İyi Parti’nin yarınlarının ne olduğunu görmek istiyorsanız, işte Bursa, işte Türkiye. Şimdi Türkiye’nin gündeminde yeni tartışmalar var. İmralı Camii’sinin kulaklık yapma düşüklüğünü yaşamış olması, bu durumdan ders çıkarabilme imkanını bir türlü elde edemedi. Yeniden sürece ateş için Türkiye’de, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde siyasi partilerin ziyaretleri gündemde. Değerli dava arkadaşlarım, Abdullah Öcalan’dan alacağımız bir Türklük, Cumhuriyet ve demokrasi dersi yoktur. Bilgi durumunda olanlar elbette vardır.

50 senedir öcalan’ın yapamadığını siz 1 ayda yaptınız

Madem ki Türkiye böyle bir sürecin eşiğine getirilmiş ve bu yolda birtakım adımlar atılmıştır, bu adımları atanlarla bir hayır olduğunu iddia ediyorlar. O zaman bize pek tabii ki gelsinler. İster hesap vermeye Recep Tayyip Erdoğan gelsin, ister İçişleri Bakanı, ister Dışişleri Bakanı. Yaptıkları işin hesabını, ünvanındaki başkanı aracılığıyla onurla bekliyorlarsa, bu süreçten elimizi, yüzümüzü açarız diyen bakış açısını bizden kabul ve terörist olarak algılamak mümkün değildir. Şimdi bu işin önüne geldiğinden beri Türk vatandaşlığını, tanımını ve devlet yapısını tartışıyoruz. Milli devlet anlayışımızı tartışıyoruz. Buna sebep olan kimdir? Bütün bunların tartışılmasının yolunu açan, bugün iş başında bulunan Cumhur İttifakı’dır. Buradan onlara sesleniyorum: Sizlere yazıklar olsun. 50 senedir Abdullah Öcalan’ın yapamadığını siz bir ayda gerçekleştiriyorsunuz. Utanın diyorum. Utanın diyorum. TÜRK milletini size böldürmeyeceğiz, Atatürk’ün kurduğu milleti ayırtmayacağız.” şeklinde konuştu.