ABD’de siyasi mizahın sınırlarını zorlayan dikkat çekici bir gelişme yaşandı. Beyaz Saray, "Başkanlık Onur Yolu" adı verilen ve Oval Ofis’in hemen dışında yer alan alanda eski başkanların portrelerini sergiledi. Ancak portreler arasında bir detay kamuoyunun dikkatinden kaçmadı: Başkan Joe Biden’a ait olması gereken bölümde, onun fotoğrafı yerine bir “otomatik imza makinesi” görseli yer aldı.
Trump’ın Uzun Süredir Kullandığı Bir Gönderme Gerçek Oldu
Eski Başkan Donald Trump ve destekçileri, Biden’a yönelik eleştirilerinde uzun süredir “otomatik kalem” benzetmesini kullanıyordu. Trump, Biden’ın birçok kararın arkasında gerçekten olup olmadığını sorgularken, onun önemli belgeleri bizzat imzalamadığını, karar süreçlerinde etkisiz olduğunu savunuyordu.Bu benzetme, Trump’ın Başkanlık Galerisi'ne Biden’ın gerçek fotoğrafı yerine bir otomatik kalem illüstrasyonu yerleştirmesiyle somut bir örneğe dönüştü. Görüntü, Trump’ın danışmanlarından Margo Martin tarafından sosyal medya platformu X’te paylaşıldı.
Altın Çerçeveler Arasında Bir Robot Kalem
Paylaşılan videoda, Ronald Reagan ve Bill Clinton gibi isimlerin klasik altın çerçeveli portrelerinin yanında, Biden’a ayrılan alanda bir robot kalem görseli dikkat çekti. Söz konusu araç, Biden’ın imzasını atan otomatik bir cihazı temsil ediyor.
Otomatik Kalem Nedir ve Ne İşe Yarar?
Otomatik kalem ya da diğer adıyla robot kalem, bir kişinin imzasını fiziksel olarak atan, küçük bir yazıcıya benzeyen mekanik bir aygıt. Kullanıcı, cihazın ucuna yerleştirilen kalem aracılığıyla, önceden programlanmış imzayı yüzlerce kez kopyalayabiliyor.Bu cihazın ABD'de Thomas Jefferson’dan bu yana başkanlar tarafından zaman zaman kullanıldığı belirtiliyor. Trump da geçmişte, sadece “önemsiz belgeler” için otomatik kalem kullandığını açıklamıştı.
Trump: “Afları Otomatik Kalemle İmzalamak Utanç Verici”
Mart ayında Associated Press’e konuşan Trump, gençlere gönderilen destek mektupları gibi belgeler dışında otomatik imza kullanmadığını belirterek, “Afları ve önemli belgeleri böyle imzalamak utanç verici olurdu,” demişti.Trump ayrıca seçim kampanyaları sırasında, Biden’ın görev süresi boyunca belgeleri doğrudan kendisi yerine otomatik kalemle imzaladığını iddia etti.
Biden Cephesi İddiaları Reddetti: “Kararları Ben Aldım”
Tüm bu iddialara karşılık, Başkan Biden’dan net bir yanıt geldi. The New York Times’a konuşan Biden, af kararları ve diğer tüm önemli belgelerde son sözü kendisinin söylediğini ve kararları bireysel iradesiyle aldığını belirtti. Biden ayrıca yaptığı yazılı açıklamada, “Net konuşayım: Başkanlığım döneminde kararları ben aldım. Aksini iddia eden her şey saçma ve asılsızdır,” ifadelerini kullandı.
Soruşturma Yolda: Temsilciler Meclisi Devrede
Başkan Biden’ın özel kalem müdürü Jeff Zients’in, bazı af belgelerinde otomatik kalem kullanılmasına onay verdiği iddiaları üzerine, Temsilciler Meclisi Denetim Komisyonu da sürece dahil oldu. Komisyon, Biden’ın bu belgelerden haberdar olup olmadığını ve karar süreçlerine ne kadar dahil olduğunu araştırıyor.
MAGA Hareketi İçin Mizah Unsuruna Dönüştü
Trump yanlısı MAGA (Make America Great Again) hareketi içinde bu gelişme, ciddi bir siyasi eleştirinin yanı sıra mizahi bir unsur olarak da yaygınlaştı. Benny Johnson gibi isimler, “Biden’ın portresi aslında otomatik kalem. Başkan yalan söylemedi,” yorumlarıyla sosyal medyada gündem oluşturdu.Beyaz Saray’ın resmi X hesabı da videoyu “kahkahadan gözyaşı döken” emojilerle paylaşarak ironik bir duruş sergiledi.
Binlerce Belge İncelendi, Otomatik Kalem İddiaları Güçlendi
Associated Press’in 18 Mart tarihli haberine göre, muhafazakâr Heritage Foundation bünyesindeki Gözetim Projesi, Biden’ın imzasını taşıyan binlerce sayfalık belgeyi analiz etti. Rapora göre bu belgelerin önemli bir kısmı –af kararları dahil– otomatik kalemle imzalanmıştı.
Pew Araştırması: Biden 4.245 Af Kararı Verdi
Pew Araştırma Merkezi verilerine göre, Biden başkanlığı boyunca toplam 4.245 af kararı verdi. Bu kararların yüzde 96’sı, başkanlık süresinin son aylarında alındı. Politico ise, ABD yasalarında otomatik kalem kullanımına dair açık bir düzenleme bulunmadığını, ancak bu durumun etik ve siyasi tartışmaları tetiklediğini aktardı.