Sanık olarak yargılanan Eray Özyağci ve motosiklet sürücüsü Vedat Balkaya, Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in cinayetiyle ilgili olarak 1.5 yıl sonra hakim karşısına çıktı. Ardından keşifçi Suat Kurt ve azmettirici Doğukan Çep'in savunmalarına geçildi. Tutanaklara göre, mahkeme salonunda ilginç diyaloglar yaşandı.
Bana 'dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak' denildi
Mahkeme başkanı, keşifçi Suat Kurt'a "Alacak verecek davasında niye adres soruyorsun, takip ediyorsun?" diye sordu. Kurt, "Rahmetli saat kaçta giriyor, kaçta çıkıyor diye kontrol ettim" şeklinde cevap verdi. Mahkeme başkanı soruyu tekrarladığında Kurt, "Doğukan Abi bana 'dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak' dedi. Benim MHP ile Ülkü Ocakları'yla bir bağlantım yok. Kimin vurulacağını bilmiyorum" şeklinde yanıt verdi.
İfademdeki her şey doğrudur
Mahkeme başkanının "Doğukan sana 'vurulacak' dedi yani" diye araya girmesi üzerine, Kurt, "Dövülecek, en fazla ayaklarından vurulacak dedi. Eray'ın vurulacağını telefonda konuştuklarında öğrendim. Ayın 26'sında Ankara'ya gittim. Kendi kimlik bilgilerimle otele yerleştim. Doğukan adres bilgilerini attı, girişini çıkışını ilettim. İfademdeki her şey doğrudur. 27'sinde cezaevine girdim, 28'inde çıktım. Ben cinayet işleneceğini bilsem kendi kimlik bilgilerimle otelde kalmam. Bu kadar aptallık etmem herhalde." diye savunma yaptı.
Sinan Ateş'in konum bilgilerini ileten benim
Avukatın, "Sorgunuz sırasında 'Sinan Ateş'in konum bilgilerini Doğukan Cep'e ileten benim' dediniz. Siz bu adresi nasıl buldunuz kardeşim, nereden tespit ettin?" diye sordu. Kurt, "Doğukan bana verdi diyorum. Bana kardeşim demeyin" diye tepki gösterdi.
Evet ben azmettirdim
Doğukan Çep'in savunmasında, "Evet, azmettirdim ama niyetim öldürmek değildi. Eğer suikast düzenletseydim, motorla yanlarından geçerken ateş ettirirdim. Nasıl öldüğünü bilmiyorum, Özyağcı'ya sadece ayaklarından vurması için talimat verdim. Şok oldum" şeklinde ifade verdiği belirtildi.
Gezi olayları sıradan Gazi Gümüşsuyu'nda DHKPC'li teröristlerle vurma olaylarım olmuştu
Doğukan Çep'in savunmasında, "2013 yılında Gezi olayları sırasında Gazi Mahallesi'nde DHKP-C'li teröristlerle karşılaştık. Kırmızı fularlı Ayşe Deniz, Öykü Dilara Keskin gibi isimleri vurduktan sonra ESP'nin derneğine girip içeride bulunan 10 kişiyi vurduk. Son olarak Hasan Ferit Gedik öldü. Uyuşturucuyla mücadele ettiği için öldüğünü söylüyorlar. Biz yakalandık, yargılanmaya başlandık. Google'a Hasan Ferit Gedik yazın, tabutun üzerine DHKP-C bayrağı koyulmuş. Bu kişileri vurduk, yargılandık. Ayşe Deniz Gezi'ye gitti, ağaçlar için diyorlar. Sonra Kandil'e gitti, Karayılan'ın yanında fotoğrafları var. Karayılan kızları seviyor. Daha sonra Rakka'ya gitti ve orada öldü" şeklinde ifadeler kullandığı belirtildi.
Sabahtan beri ne anlatıyorsun
Mahkeme Başkanı, "Sabahtan beri ne anlatıyorsun?" diyerek Çep'e tepki gösterdi. Çep ise savunmasına şu sözlerle devam etti: "Vurduğum Cebrail Günebakan da 'Kobani'ye gideceğiz' diyor. Ancak bunlar MLKP'de silah eğitimi alıyorlar. Amara Kültür Merkezi'nde pankart açmışlar, ölüyorlar. Bu olaylar sayesinde davalarım düşüyor. CHP'nin milletvekilleri gelir, davalarımı sever" dedi.
Çep, cinayetten önce Sinan Ateş'le aralarında geçtiğini iddia ettiği olayları şu sözlerle anlattı;
"Aziz Mahmut Hüdai Camisi'nde namaz kılıyordum. Bir gün sabah namazı Sinan Ateş geldi. Yan yana namaz kıldık, zikir yaptım. 2013'te Hasan Ferit Gedik'ten ceza almışım, 'Bana yardım eder misin?' dedim, 'Elimden geleni yaparım' dedi. Bana 'bizim yapamadıklarımızı, hayallerimizi yapmışsın' dedi. Sonra 'Dosyanı halledecekler' dedi. Ben aradım, 'bunu ayarladım' dedim. Taksim'de bir otele çağırdı, otelde parayı verdim. 2021'de telefonum çaldı, 'kardeşim' dedi 'bir 200 bin TL ödememiz lazım' dedi. 4-5 günde ayarladım.2022 yılının Kasım ayı, 'kardeşim artık sona yaklaştık, eli kulağında' dedi, 'abi ben paranın tamamını ayarlayamadım' dedim. Sağdan soldan borç istedim, bir hafta içinde 200 bin TL ayarladım, 'kardeşim Ankara'ya gelir misin' dedi. 'Ankara'dayım' dedim, 'Çukurambar Liva Pastanesi'nin konumunu yaz, gel' dedi. Ben gittim, geldi. Oturduk, parayı verdim, poşetti. Ama 'bundan sonra seni aradığımda paranın tamamını ayarlaman lazım' dedi.Çıktık dışarıya, 'kardeşim burası benim ofisim' dedi. Tam binanın önünde beyaz bir arabanın içini açtı, benim verdiğim parayı koydu. Bir tane Mercedes, ben oradan ayrıldım İstanbul'a gittim. Ben aramaya başladım, aralık ayı oldu. 'Kardeşim sabret' dedi. 'Olmuyorsa paramızı geri alalım' dedi. Arıyorum arıyorum açmıyor, açan adam açmamaya başladı. Ben de bir iki gün daha bekledim. 'Ben bunu ayaklarından vuracağım, Ankara'ya gidiyorum' dedim. Eray da yanımda. 'Abi ben gider vururum' dedi."Ben öldürmeye gönderseydim, öldürmeye gönderdim derdim. Allah'tan başka kimseden korkum yok. Ölmesini de istemezdim, nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Delikanlı gibi öldürdüm derdim. Sevip sevmemek önemli değil. Bunu öldür, öldürtme demem. Hasan Ferit Gedik davasında cezanız Yargıtay tarafından onanmış. Sinan Ateş onanmış bir dosya için ne yapabilir.Ben bunu vururum deyince (Eray) voltayız biz… Suat abiyi aradım, 'abi benim bir işim var halleder misin' dedim. 'Bana bir iki gün Ankara'dan ev lazım' dedim. Cinayet desem bunlar benim telefonumu açmaz. 'Suat abi, Liva Pastanesinde oturdum, ofisi şurada, sadece çıkınca haberi ver'. Ben arkadaşımı, dostumu bile isteye yakmam, hain biri değilim. Suikast yapmaya gelen insan arkadan vurur gider, yüzünü kapatır gider, karşıdan gelir göğsü gerer vurur. Suikast yapmaya gelen insan silahı böyle tutmaz. Nasıl öldü bilmiyorum, şok oldum, Suat abi şok oldu. Dünyam başıma yıkıldı, bütün film bitti. Dört gün sonra yakalandım. Halk TV, Sözcü Gazetesi 'suikast' dedi. Halk TV, Sözcü hiçbir şehit ailesinin haberini yapmadı. Suat abi Allah korkusu olan bir insan, 'niye böyle oldu' deyince 'böyle olsun istemedim' dedim." sözlerini kullandı.
Doğukan Çep, gazetecilere gülerek başını salladı
Çep, Sinan Ateş'i öldüren kurşunun Eray Özyağcı'nın silahından çıkmasının mümkün olmadığını ve kurşunun açısının Sinan Ateş'in yanında olan müşteki Selman Bozkurt'un açısından olabileceğini iddia ederek araştırılmasını istedi. Bu sırada Suat Kurt'un savunması devam ederken, Çep sanık sandalyesinden geriye dönüp gazetecilere gülerek başını salladı.