Özgür Özel Hatay’dan özür diledi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Osmaniye ve Hatay’ı ziyaret etti. Osmaniye'deki programının ardından Hatay'ın Defne ilçesinde bir halk buluşması gerçekleştiren Özel'e, MYK üyeleri, milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları eşlik etti.

Özel’in konuşmasında öne çıkan ifadeler

“Büyük acıdan 20 ay sonra Hatay'da, sizlerle bir kez daha göz gözeyiz, el eleyiz, omuz omuzayız. Acılarımız, sorunlarımız var; ayağa kaldırılacak bir kentimiz ve hep birlikte baş etmemiz gereken bir mücadelemiz bulunuyor. Yerel seçim sürecinde Türkiye'de önemli bir başarıya imza attık. 47 yıl aradan sonra CHP, birinci parti olmayı başardı. Türkiye nüfusunun yüzde 65'ine, ekonominin yüzde 78'ine ve turizm kentlerinin yüzde 92'sine hizmet etme yetkisini aldık. Ancak bu başarıya rağmen içimizde büyük bir yara oldu; o da Hatay Büyükşehir Belediyesi'nin kaybı.

Ankara ile burası bir olmazsa hizmet gelmez

Biz o süreçte hata yapmamak için elimizden geleni yapmamıza rağmen, bütün iyi niyete rağmen maalesef hatalarımız oldu, eksiklerimiz oldu, ders almamız gereken süreçler oldu. Çok kötü niyetli saldırılar, çok haksızlıklar gördük ama hepsini bir tarafa bırakıyorum ve diyorum ki Hatay'ı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Benim şahsi meselem' dediği Hatay'ı, böyle bir acının üstüne her ne kadar tehditler görse, dediler ki 'Ankara ile burası bir olmazsa hizmet gelmez' dediler. Yaptıkları ayrımcılığı açık açık tehdide döktüler. Ama bütün mazeretleri, bütün bahaneleri bir yana bırakarak Hatay'ı kazanmadığımız için bütün samimiyetimle Hatay'daki bütün güzel insanlardan özür diliyorum, affedin bizi. O günden bugüne Hatay'da, bir daha Hatay'ı kaybetmemek için, bir daha Hatay'ı tehdide, şantaja terk etmemek için, bir daha bu kenti bir başına, çaresiz bırakmamak için, yeniden kazanmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Gölge kabinemizin bakanları, Hatayımızın milletvekilleriyle birlikte çok sayıda arkadaşımız, milletvekilimiz ekipler halinde, gruplar halinde geldiler gittiler, raporlarını hazırladılar. Yarın CHP'nin resmi MYK toplantısını Hatay'da yapacağız ve ardından bundan sonra Hatay'da hem ben hem milletvekillerim, yöneticilerim Hatay'ı bir dakika boş bırakmadan, yalnız bırakmadan mücadeleyi sürdüreceğiz.

Birlik istiyoruz, beraberlik istiyoruz

Hatay'ı seviyoruz, Hatay'ı kucaklayacağız, Hatay'la birlikte olacağız. Artık ayrı ayrı yerlerde durmanın, mücadeleyi ayrı ayrı sürdürmenin sonuç vermediği günlerdeyiz. Birlik istiyoruz, beraberlik istiyoruz, hep birlikte bir büyük mücadeleyle Hatay'da CHP'yi birinci parti yapmak istiyoruz. 6 Şubat günü, akşam depremde çok büyük kayıplar yaşadık ama kayıpların en büyüğünü, yıkımların en büyüğünü yaşadığımız kentlerden bir tanesi ve maalesef en çok ihmal edileni Hatay oldu. Önce gelmediler, duymadılar, ermediler, elimizden tutmadılar. Maalesef çok gecikmeli başlayan arama-kurtarma çalışmalarında hep Hatay'ı bir adım, iki adım, üç adım geride bıraktılar. Devamında Hatay'ın diğer şehirlerle birlikte ayağa kaldırılacağını söyleyip, 'Bir yıl içinde herkes evine geçecek' deyip, 10 şehri ve Hatay'ı kandırıp oyları aldılar ama bırakın bir yılı 20 ayın sonunda -neredeyse iki yıl oluyor- Hatay'a söz verdikleri 254 bin konutun sadece 11 bin 366'sını verdiler. Oran yüzde 4. Yüzde 96 çadırda, konteynırda ya da gurbette. Evinde değil, evin dışında, evinden uzakta. Bir de 'Ayrımcılık yapmıyoruz' diyorlar. Bir de 'Bunun siyasetini yapmayın' diyorlar ama bırakın deprem konutunun siyasetini, caminin bile siyasetini yapıyorlar.

Milletin takdiriyle Bursa'yı biz kazandık

Malum depremde evlerimiz, iş yerlerimiz yıkılırken ibadethaneler de yıkıldı, zarar gördü. 'Tüm dinlerin ibadethanelerine devlet sahip çıkmalı' dedik. 7 Şubat günü ilgili bakanlığı, hükümeti, AFAD'ı uyardık. 'Koruyun buraları. Hatay başka yerlere benzemez. Bir mozaiği kaybolsa milyarlarla geri gelmez' dedik. Ve süreci yakından takip ettik. Bu sırada önemli dayanışma adımları atıldı. Örneğin Hatay'ın Ulu Camisini, Bursa Büyükşehir Belediyesi 'Ulu Cami'yi biz yaparız' dediler. Vallahi gayet memnun olduk, 'Hayır' demedik, 'Yapın' dedik. Sonra seçim oldu ve milletin takdiriyle Bursa'yı biz kazandık. Mustafa Bozbey geldiğinde, Ulu Cami projesini gördü, inceledi. 2023 Eylül ayında bunun ihalesini yapmışlar, bir müteahhite vermişler ancak çivi çakmamışlar, başkanıma gelene kadar. Başkanım inceledi ve ardından bugüne kadar geçen süreyle ilgili çalışmayı yaptı. Sorun şu ki burada, 'Efendim Ak Parti'de iken Ulu Cami yapılıyordu, CHP'de iken yapılmıyor' diyenlere inat ortaya koydu ki biz her şeyi yapmışız, müteahhite bir lira borcumuz yok ancak bilim kurulu projeyi imzalamamış. Önce sözünü verdiler, sonra inkar ettiler ama bugün bütün belgelerle ortaya çıktı. Ulu Cami örneğinde ve Hatay'a verdiğimiz tüm sözlerde açıkça söylüyoruz ki sözü Hatay'a kim verirse versin, söz bizimdir, yerine getirilecektir." dedi.