Eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 10 yıllık görev süresini anlattığı kitabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la yaşadığı görüşmelere geniş yer verdi.Stoltenberg,
“Benim Dönemimde: Savaş Zamanında NATO’ya Liderlik (On My Watch: Leading NATO in a Time of War)” adlı kitabında, 2014-2024 yılları arasında yaşanan diplomatik süreçleri, krizleri ve liderlerle ilişkilerini kaleme aldı. Kitapta, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bölümler dikkat çekti.
“NATO’da Siyasi Denge Oyunu Olduğunu Keşfettim”
Stoltenberg, 2015’te Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesine ilişkin olarak, “NATO’nun askeri makamları, uçağın gerçekten Türk hava sahasına girdiğini teyit etmişti” ifadelerini kullandı.Göreve başladıktan kısa süre sonra olayla karşılaştığını belirten Stoltenberg, “Artık işin büyük kısmının siyasi bir denge oyunu olduğunu fark ettim” değerlendirmesinde bulundu.
“Erdoğan Derinlemesine Hakim, Kararlı ve Bilgili”
Stoltenberg, Erdoğan’la tanışıklığının Norveç Başbakanı olduğu döneme uzandığını anlatarak, 2012’deki Ankara ziyaretinde eşiyle birlikte Erdoğan’ın evinde ağırlandıklarını söyledi.Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Konulara derinlemesine hakim, kararlı ve bilgili bir lider. Onunla iletişim kurmak kolay.” ifadelerini kullandı. Stoltenberg ayrıca Türkiye’nin “NATO için her zaman kilit ülke” olduğunu vurguladı.
“YPG Bir Terör Örgütüdür, Neden Fikrinizi Değiştirdiniz?”
Stoltenberg, Erdoğan’ın 2019’daki
Barış Pınarı Harekâtı öncesinde Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturma talebini kararlılıkla savunduğunu belirtti.Erdoğan’ın bu konudaki yaklaşımını şu sözlerle aktardı:
“YPG bir terör örgütüdür. Siz de bunu daha önce kabul etmiştiniz. Neden fikrinizi değiştirdiniz? Onlara DEAŞ’la savaşmak için ihtiyaç duyuyorsunuz ama bu onları daha az terörist yapmıyor.”
Stoltenberg, “Erdoğan, ‘siz’ derken Batı’yı kastediyordu. Ona göre Batı, yine aynı hataları yapıyordu.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Terörden En Çok Etkilenen NATO Ülkelerinden Biri”
Stoltenberg, Türkiye’nin NATO içinde terörden en fazla zarar gören ülkelerden biri olduğunu vurgulayarak, “Bu gerçek inkâr edilemez” dedi.ABD ve bazı müttefiklerin YPG’yi terör örgütü olarak görmemesini eleştirerek, “YPG’lileri silahlandırdıktan sonra onların terörist olduğunu savunmak artık mümkün değildi.” değerlendirmesinde bulundu.
“O Halde Mısır Yiyeceğiz”
Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la İstanbul’da yaşadığı samimi bir anıyı da paylaştı:
“Erdoğan bana ‘Mısır’ı sever misiniz?’ diye sordu. ‘Severim’ dedim. ‘O halde mısır yiyeceğiz’ dedi ve birkaç dakika sonra altın sarısı mısırlar geldi. Hep birlikte mısır ve kestane yedik.”
“Bir Kez Daha Erdoğan Haklıydı”
Stoltenberg, Suriye operasyonu konusunda Erdoğan’ın “uluslararası hukuk” tartışmalarında haklı argümanlar ortaya koyduğunu da belirtti.
“Erdoğan bana, ‘ABD ve NATO ülkeleri DEAŞ’a karşı Suriye’ye girebiliyorsa, Türkiye neden giremesin?’ dedi. Bir kez daha Erdoğan haklıydı.”
“Finlandiya ve İsveç Sürecinde Anahtar Erdoğan’ın Elindeydi”
Stoltenberg, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelik sürecinde Türkiye’nin belirleyici rolüne dikkat çekti.
“Erdoğan, ‘Terörle mücadelede adım atmayanlar üyelik sürecinde ilerleyemez’ dedi. Anahtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elindeydi.”
Stoltenberg, ayrıca Kur’an-ı Kerim yakma eylemine ilişkin Erdoğan’ın tepkisinin süreci doğrudan etkilediğini ifade etti.
“Darbe Girişiminin Yıkıcılığını Bizzat Gördüm”
15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle ilgili olarak Stoltenberg, Ankara ziyaretinde gördüklerini şöyle anlattı:
“TBMM’nin genel kurul salonu harabeye dönmüştü. Beton yığınları arasında büyük bir delik vardı. Darbeciler başarılı olsaydı yüzlerce milletvekili ölebilirdi.”
Erdoğan’ın o dönem Batı’dan gelen tepkilerin yetersizliğine vurgu yaptığını aktaran Stoltenberg, “Erdoğan bana, ‘Sadece Theresa May, Carl Bildt ve siz arkamızda durdunuz’ dedi.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, Görev Dönemimde İlgi Odağım Haline Geldi”
Stoltenberg, kitabının sonunda, Türkiye’nin NATO’daki stratejik önemine dikkat çekti:
“Başbakan olduğum dönemde Türkiye ile ilişkim sınırlıydı. Ancak NATO Genel Sekreteri olduğum yıllarda Türkiye, IŞİD’le mücadelede ve yeni üyelik süreçlerinde ilgi odağım haline geldi.”