İstanbul’da kuraklık riski giderek büyüyor. Artan nüfus, bilinçsiz su tüketimi ve iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte kentte su sıkıntısı yeniden gündemin üst sıralarına çıktı. İSKİ verilerine göre İstanbul’daki barajların genel doluluk oranı yüzde 17 seviyelerine kadar geriledi. Uzmanlar, mevcut yağışların barajları doldurmaya yetmediğine dikkat çekiyor.
Yağışlar neden barajlara ulaşmıyor?
Uzmanlara göre İstanbul’un eskisi kadar yağış almamasının temel nedenleri arasında artan nüfusla birlikte yaygınlaşan doğalgaz kullanımı ve bunun oluşturduğu “ısı adaları” yer alıyor. Isı adaları nedeniyle yağmur bulutlarının şehir üzerine geldiğinde dağıldığı belirtiliyor.
Günlük alışkanlıklar su kaybını artırıyor
Kentte kuraklığı derinleştiren etkenler yalnızca iklimle sınırlı değil. Bozuk musluklar, gereğinden fazla lavabo kullanımı, araç yıkama gibi günlük alışkanlıkların yıllık bazda ciddi su kaybına yol açtığı ifade ediliyor.
“Susuzlukla karşı karşıya kalmanın eşiğindeyiz”
İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, İstanbul’un su sorununun her zaman var olduğunu ancak riskin giderek arttığını söyledi. Çetintaş, “Barajların yüzde yüz dolu olması İstanbul’a en fazla 5-6 ay yeter. Her an susuzlukla karşı karşıya kalmanın eşiğindeyiz” dedi.
Kapatılan dereler suyu denize taşıyor
İstanbul’da geçmişte 123 derenin bulunduğunu hatırlatan Çetintaş, bu derelerin büyük bölümünün kapatıldığını belirtti. Yağmur sularının yaklaşık yüzde 70’inin denize aktığını vurgulayan Çetintaş, bu suların geçmişte barajları beslediğini söyledi.
Isı adası etkisi yağışı engelliyor
Kentte yaklaşık 4,5 milyon konut ve iş yerinin doğalgaz kullanmasının atmosferi ısıttığını ifade eden Çetintaş, “Isı adası nedeniyle yağış bulutları dağılıyor. Bu durum yağmurun yere düşmesini engelliyor” diye konuştu.
Çözüm önerileri masada
Uzmanlar, deniz suyunun arıtılarak kullanılması ve bulut tohumlama yöntemlerinin öncelikli çözümler arasında yer aldığını belirtiyor. Karadeniz’in düşük tuzluluk oranı sayesinde deniz suyunun arıtılmasının İstanbul için önemli bir alternatif olabileceği ifade ediliyor. Ayrıca su tasarrufu için bozuk muslukların onarılması ve sifonlarda daha az su kullanımını sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesi öneriliyor.