İstanbul’da Kritik Nükleer Zirve

İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın (Kapsamlı Ortak Eylem Planı - KOEP) tarafları olan İngiltere, Fransa ve Almanya (E3), İran’la yeni bir müzakere süreci için İstanbul’da bir araya geliyor. Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde gerçekleşen görüşmeler, İran’ın nükleer programı etrafında yeniden tırmanan uluslararası gerilimlerin gölgesinde düzenleniyor.Görüşmeye İran’ı temsilen Dışişleri Bakan Yardımcıları Mecid Tahtrevançi ve Kazım Garibabadi katılıyor. Diplomatik temaslar, saat 09.30’da İran’ın İstanbul Başkonsolosluğunda başladı.

Gündemde "Tetik Mekanizması" Var

Görüşmelerin ana başlığını, KOEP kapsamında yer alan ve “snapback” olarak bilinen "tetik mekanizması" oluşturuyor. Bu mekanizma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2231 sayılı kararı uyarınca, taraf ülkelerden birinin İran’ın yükümlülüklerini ciddi şekilde ihlal ettiğini iddia etmesi durumunda, önceki BM yaptırımlarının 30 gün içinde otomatik olarak yeniden yürürlüğe girmesini öngörüyor.Bu maddenin süresi 18 Ekim 2025’te sona erecek. Avrupa ülkeleri, bu tarihe kadar diplomatik bir çözüm bulunamaması halinde mekanizmayı işletme kararı alacaklarını duyurdu. Sürenin kısıtlı olması, müzakerelere zaman açısından dar bir pencere bırakıyor.

Batı ile İran Arasındaki Uzun Süreli Nükleer Çekişme

İran’ın nükleer programı uluslararası toplumda ilk olarak 2000’li yılların başında endişe yaratmış, 2006-2010 yılları arasında İran’a karşı bir dizi BM yaptırımı devreye sokulmuştu. Bu süreçte Türkiye ve Brezilya, Tahran Deklarasyonu ile ara buluculuk yapmış; İran’ın elindeki zenginleştirilmiş uranyumun Türkiye’ye gönderilmesini öngören anlaşma imzalanmıştı. Ancak anlaşma Batı tarafından kabul edilmemiş ve BMGK 1929 sayılı yeni yaptırımlarla süreci daha da sertleştirmişti.2013 yılında Hasan Ruhani’nin Cumhurbaşkanı olmasıyla birlikte diyalog temelli yeni bir dış politika benimsenmiş ve yaklaşık 20 ay süren müzakereler sonucunda 14 Temmuz 2015’te KOEP anlaşması imzalanmıştı. Anlaşma ile İran, uranyum zenginleştirme faaliyetlerini sınırlandırmayı ve UAEA ile tam iş birliği yapmayı kabul etmişti. Karşılığında ise İran’a yönelik BM ve AB yaptırımları 2016’da kaldırılmıştı.

Trump’ın Kararı Süreci Rayından Çıkardı

2018 yılında dönemin ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini anlaşmadan tek taraflı olarak çekti ve İran’a ağır yaptırımlar yeniden devreye girdi. Avrupa ülkeleri karara karşı çıksa da bu yaptırımların etkisini azaltacak somut adımlar atılamadı. 2019’da kurulan INSTEX adlı özel ticaret mekanizması da ABD baskısı nedeniyle işlevsiz kaldı.İran ise buna karşılık anlaşmadaki taahhütlerini kademeli olarak askıya aldı. 2020 itibarıyla yüksek düzeyde uranyum zenginleştirmeye başlayan İran, anlaşmadaki %3,67 sınırını aşarak %60 seviyelerine ulaştı. Tahran yönetimi, yaptırımların kaldırılması halinde tekrar anlaşmaya uyum sağlayabileceğini belirtti.

Maskat ve Roma’da Tur Tur Görüşmeler

ABD Başkanı Joe Biden döneminde başlatılan müzakerelerden sonuç alınamayınca, İran ile Avrupa ülkeleri Aralık 2024’te yeniden görüşmelere başladı. Ancak bu temaslardan da somut bir sonuç çıkmadı. Mart 2025’te ABD Başkanı Trump’ın İran’a gönderdiği doğrudan müzakere çağrısı mektubunun ardından taraflar Umman aracılığıyla dolaylı görüşmelere başladı. Maskat ve Roma’da toplam beş tur görüşme yapıldı.16 Mayıs’ta da İstanbul’da Avrupa ile İran arasında benzer düzeyde temas gerçekleşti. Başlangıçta taraflar olumlu mesajlar verse de, teknik detaylara geçildiğinde İran, ABD’nin “uranyum zenginleştirmeyi tamamen durdur” talebini reddetti. Ancak diyalog tamamen kopmadı.

İsrail Saldırıları Süreci Rayından Çıkardı

Müzakerelerin 15 Haziran’da Maskat’ta yeniden başlaması planlanırken, İsrail’in İran’a başlattığı saldırılar süreci tamamen rayından çıkardı. 12 gün süren İran-İsrail savaşının ortasında, 22 Haziran’da ABD de İran’ın nükleer tesislerine hava saldırısı düzenledi. Bu gelişmeler üzerine İran, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile işbirliğini askıya alan bir yasa çıkardı. Trump yeniden müzakere çağrısı yapsa da İran bu çağrıyı şu ana kadar yanıtsız bıraktı.

Avrupa’dan “Snapback” Uyarısı, İran’dan Sert Tepki

İngiltere, Fransa ve Almanya, Batı'nın istediği çözüme ulaşılamaması halinde ağustos sonuna kadar tetik mekanizmasını işleteceklerini açıkladı. İran ise bu tehdide sert yanıt verdi. Tahran, ABD’nin 2018’de anlaşmadan çekilmesinin ardından Avrupa ülkelerinin de yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve dolayısıyla “katılımcı ülke” statüsünü kaybettiklerini savunuyor. Bu nedenle BMGK’da böyle bir süreci başlatma yetkilerinin olmadığını öne sürüyor.Avrupa tarafı ise 2231 sayılı BMGK kararının kendilerine bu hakkı tanıdığını belirtiyor.

BM Yaptırımları Geri Gelirse Ne Olur?

Tetik mekanizmasının işletilmesi halinde, 2006-2010 arasında kabul edilen 1696, 1737, 1747, 1803, 1835 ve 1929 sayılı kararlar yeniden yürürlüğe girecek. Bunlar arasında silah ambargosu, balistik füze geliştirme yasağı ve çok sayıda kişi ile kuruluşa yönelik mali ve seyahat kısıtlamaları bulunuyor.En kritik karar ise 1929 sayılı karar; bu düzenleme, BM üyesi ülkelere İran’a ve İran’dan yapılan tüm sevkiyatları denetleme ve gerekirse el koyma yetkisi veriyor. Bu da İran'ın deniz ve hava taşımacılığına ciddi müdahaleleri mümkün kılıyor.İranlı yetkililer, yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesi halinde Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilebileceklerini dile getiriyor. Bu durum, KOEP’e geri dönüş ihtimalini neredeyse ortadan kaldırabilir ve İran-E3 hattındaki diplomatik uçurumu daha da derinleştirebilir.

Son Fırsat mı?

İstanbul’daki görüşmeler, taraflar açısından diplomatik çözüm için kalan sayılı fırsatlardan biri olarak görülüyor. Ancak kalıcı bir uzlaşı sağlanabilmesi için, ABD’nin de sürece dahil olması ve en kritik anlaşmazlık noktası olan düşük düzeyli uranyum zenginleştirme faaliyetleri konusunda çözüm bulunması gerekiyor.