İsrail devlet televizyonu KAN, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze savaşı sonrası ikinci aşama planının uygulanması konusunda ABD, İsrail ve Mısır arasında ciddi görüş ayrılıkları olduğunu bildirdi. Ayrılıklar, Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Reşad ile İsrailli yetkililer arasında yapılan görüşmelerde ortaya çıktı. Reşad, İsrail Başbakanı Netanyahu, Şin-Bet Direktörü David Zini ve güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek, Gazze’ye en kısa sürede Arap askeri gücünün sokulması gerektiğini vurguladı.
ABD Destekli, İsrail Karşı Çıkıyor
KAN’a göre, ABD ikinci aşamaya geçilmesi için Reşad’a destek verirken, İsrail Hamas’ın daha fazla esir asker cesedini yardım olmadan teslim edebileceğini savunup asker girişlerine itiraz etti. İsrail’in itirazlarının hedefinde ise Türkiye yer alıyor. Gazze’de görev yapacak askeri güce Mısır, Azerbaycan, Katar, Ürdün, Endonezya ve Türkiye aday gösterildi. KAN, İsrail’in Türkiye’ye yönelik itirazlarını da kamuoyuna duyurdu. Birleşik Arap Emirlikleri ve Fas ise henüz tutum açıklamadı.
Netanyahu’dan Yeni Tehditler Uyarısı
İsrail Başbakanı Netanyahu, Meclis’teki konuşmasında “Orta Doğu’da eski tehditler yeni biçimlere bürünüyor. Yeni tehditler ortaya çıkıyor. Biz bunları engellemek için nöbet tutuyoruz” ifadelerini kullandı. İsrailli kaynaklar, bu açıklamanın Türkiye ve Katar’ın bölgesel etkisini artırma çabalarına işaret ettiğini belirtti.
Gazze İçin Zorlu Süreç Başlıyor
Trump’ın planının ilk aşaması tamamlandıktan sonra, Gazze’nin askeri altyapıdan arındırılması ve Hamas’ın silahsızlanması gibi zorlu konuların tartışılacağı yeni müzakereler başlayacak. Hamas, yalnızca bağımsız bir Filistin devleti kurulursa silahsızlanmayı kabul edeceğini daha önce açıklamıştı.Plan, Gazze’yi geçici olarak teknokratlardan oluşan bir komisyonun yönetmesini ve daha sonra Filistin Yönetimi’ne devretmeyi öngörüyor. Hamas’ın ise yönetimde rolü olmayacak.
Gazze’nin Yeniden İnşası ve Ekonomik Plan
Gazze’nin yeniden inşası için “Trump Ekonomik Kalkınma Planı” kapsamında bir uzmanlar kurulu kurulacak. Hamas üyelerine ise barışçıl yaşama taahhüdü vermeleri durumunda af ve güvenli geçiş hakkı tanınacak.