Devlet Bahçeli 2 ismi topa tuttu!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek, benzerini aynen onlara da yaparız” şeklindeki açıklamalarına yanıt veren İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın, Erdoğan’ı Saddam Hüseyin’e benzeterek İsrail’e saldırı tehdidinde bulunmasına sert tepki gösterdi. Bahçeli, Katz’ın sözlerinin ardından, “Erdoğan, Saddam Hüseyin’in izinden gidiyor ve İsrail’e saldırı tehdidinde bulunuyor. O dönemde ne olduğunu ve nasıl bittiğini hatırlamasına izin verin” ifadelerini kullandığını belirtti.

Bu durum sabır ve zaman meselesidir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsrail Dışişleri Bakanı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alarak yaptığı "siyasi, tarihi ve nesnel gerçeklerle bağdaşmayan" açıklamaları sert bir dille kınadı. Bahçeli, İsrail Başbakanı ve hükümetinin kanlı ve karanlık izlerinin dünya tarafından açıkça görüldüğünü vurguladı. Bahçeli, "Soykırımcı bir yönetimin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na panikle saldırması suçluluk psikolojisinin tezahürüdür. 40 bine yakın masumu katleden İsrail yönetiminin hesap vereceği günler uzak değildir. Bu durum sadece sabır ve zaman meselesidir" şeklinde konuştu. Ayrıca, Türk milletinin İsrail’e karşı kenetlendiğini ve Türkiye'nin hafife alınacak bir ülke olmadığını belirterek, "Siyasi, stratejik ve askeri tüm hazırlıkların tahkim edilmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

TBMM'ye davet edilmek, muhatabı için bir şereftir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşma daveti yapılan ancak ülkeye gelmeyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı eleştirdi. Bahçeli, "Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, tarih ve mazlumlar önündeki sorumluluğunu ihmal etmeden, nerede durduğunu net bir şekilde ortaya koymalıdır. TBMM'ye davet edilmek, muhatabı için bir şereftir. Bu şerefi taşıyıp taşımama konusu ise Sayın Abbas'ın tercihidir ve davranışıyla ispat edeceği bir meseledir" dedi.Bahçeli, açıklamalarına devam ederek, "Caniyahu'nun ABD Kongresi'nde ayakta alkışlanması, gerçek manada soykırımı onaylamak ve zulmü icra etmek için bir ödüldür. Mavi Vatan'a karşı çıkan, emperyalizmin kuklası haline gelmiş devşirme siyasi aktörlerin engellemelerine ve kaleyi içten teslim alma girişimlerine rağmen, Türkiye ve Türk milleti milli haklarını ve egemenlik hukukunu savunmaya devam edecek. Mazlumların da yanında sağlam bir duruş sergileyecektir. Vatana masal diyenlerin yolu batışa, buna direnenlerin yolu ise Türk ve Türkiye Yüzyılı’na çıkacaktır. Türk düşmanları kaybedecek ve zafer meşalesi, inanan milli yüreklerin elinde parlayacaktır" şeklinde konuştu.