CHP Bursa İl Kadın Kolları: “İstanbul Sözleşmesini Yürürlüğe Koyacağız”

CHP Bursa İl Kadın Kolları tarafından Kent Meydanında üvey babası tarafından cinsel istismara uğrayan 2 yaşında ki Sıla bebek için ve Diyarbakırda 19 gün sonra dere kenarında cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin için basın açıklamasında bulunuldu. Gerçekleşen basın açıklamasında CHP İl Kadın Kolları Başkanı Fatma Özgür: "Bugün burada, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak Narin için toplandık. 22 yıldır hergün adalet sisteminin çürümüşlüğünü bir kez daha gözler önüne seren olaylarla karşılaşıyoruz. Daha dün, 27 yaşındaki genç polis memurumuz Şeyda Yılmaz’ı, 26 ayrı suç kaydı bulunan bir cani tarafından şehit verdik. Adalet sisteminin bir kez daha sınıfta kaldığına tanık olduk; bu cani, işlediği sayısız suça rağmen serbestçe dolaşıyordu. Bu şahıs bir çöp poşetine konularak adliyeye götürüldü. Adalet sistemi bu çöp kokana kadar bekledi. Kadınlar ve çocuklar için adalet arayışımız tam da bu nedenle devam ediyor. Bu yaşananlar sadece bir tesadüf değil, sistemin köklerine işlemiş olan çürümüşlüğün ve ihmallerin dışavurumudur. Bizler, yıllardır çocukların, kadınların ve tüm savunmasız bireylerin hayatlarını tehlikeye atan bu zihniyeti değiştirmek için mücadele ediyoruz." dedi. 

Çocuklarımızı nasıl koruyacağız? 

Başkan Fatma Özgür: "Bizler, CHP Kadın Kolları İl/İlçe örgütü olarak, tüm üyelerimizle, sivil toplum örgütleri ve duyarlı vatandaşlarımızla, 22 yılın gün gün bizi sürüklediği, yüreğimize, vicdanımıza ağır gelen, kabul edemediğimiz vahşi bir cinayet sonucu kaybettiğimiz Narin'imiz için bir araya geldik. Günlerdir Narin için ağlayan, mezarına notlar bırakan, onu tanımasa da kalbinde hisseden ve yaşatan, her cümlesinin başında ya da sonunda NARİN olan 7’den 70’e tüm kız çocuklarının ve kadınların başı sağ olsun.
Bu vahşetin nasıl geliştiğini biliyoruz. "'Bir kereden bir şey olmaz' diyenler, 'küçüğün rızası var' diyerek çocukları savunmasız bırakanlar, bugün yaşananların sorumlularıdır. Şimdi sizlere soruyoruz? Dün, çocuk istismarını araştırmayı reddederek bugün Narin'i, Leyla'yı, Hazal'ı, Zeynep'i kara toprağa mahkûm etmekten utanmıyor musunuz? 2016 yılından bu yana kaybolan çocukların sayısının açıklanmayışından utanmıyor musunuz? Biz sizin yerinize UTANIYORUZ! Ve sessiz kalanlar yerine uykusuz geceler geçirerek 'Çocuklarımızı nasıl koruyacağız?' diye düşünüyoruz. Son 2,5 yılda 3.364 çocuk, önlenebilir nedenlerden hayatını kaybetti. Oturduğunuz koltuklar bir kez olsun sizi rahatsız etmedi mi? Adalet Bakanlığı'na göre, 2023 yılında çocuk istismarına ilişkin 31.216 dava açılmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu, 2008-2016 yılları arasında 104.531 çocuğun kaybolduğunu açıklamış ancak son 8 yıldır bu veriler paylaşılmamıştır. Kaybolan çocukların sayısı adeta gizleniyor. Sadece 2023 yılında çocuk istismarıyla ilgili 66 bin dava dosyası açılmıştır. 

TÜİK verilerine göre, çocuk istismarı sayısı 

2014 yılında 11.095, 
2015 yılında 16.258, 
2022 yılında 31.890 
Veriler istismara maruz bırakılan çocuk sayısının 2014-2022 yılları arasında % 287, yaklaşık 3 kat arttığını göstermektedir. Adalet bakanlığı verilerine göre cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlara dair dosya sayısı 187.336, çocukların cinsel istismarı ile ilgili dosya sayısı 66.138, reşit olmayanlar cinsel ilişki dosya sayısı 22.674, 15-17 yaş arası doğum yapan çocuk sayısı 6.505,  15 yaş altında doğum yapan çocuk sayısı 130, 15 yaş altı doğum yapan çocuklardan dördü ikinci defa doğum yapmıştır. 15-17 yaş gurubunda doğum yapan 6.505 çocuğun 535’i  ikinci,  31’i üçüncü kez doğum yapmıştır.

İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacağız

Narin'imizi kamuoyunun baskısıyla 19 gün sonunda bulabildik. Sormak istiyoruz: 120 haneli bir köyde, 3 savcı ile Narin'in nasıl öldüğünü neden açıklamadınız? 19 gün boyunca bu bedenin ağırlığını nasıl taşıdınız? Vicdanınıza ağır gelmeyen yüzlerce çocuğun katilini, boşalttığınız yargıya teslim etmemek için mi sustunuz? Yıllardır anlamadınız; vicdan ve insan canı üzerinden siyaset yapılmaz. Çocuklarımızın canı üzerinden ise hiç yapılmaz. Bu haykırışlarımız, siz vicdan sahibi olun diye değil, halkımızdan çalınan adaleti geri vermeniz içindir. Kayıp çocuklarımızın hesabını sormadan gitmeyeceğiz. Narin, tek örnek değil ama son olması için mücadele ediyoruz. Ancak ne yazık ki, faillerin cezasız kaldığı bu kabuslar bitmiyor. Yaratılan cehennemde küçücük bedenler yanıyor. Henüz Narin'in katillerine ulaşılmamışken, Tekirdağ'dan gelen Sıla bebeğin öz annesi ve üvey babası tarafından istismara uğraması, 2 yaşında bir çocuğun entübe hale gelmesi hepimizi kahretti. Türkiye'de çocuk cinayetleri ve istismarları da tıpkı kadın cinayetleri gibi politiktir. Kadınları ve çocukları kurban eden bu sistem, bu şiddetin gerçek nedenidir. İstanbul Sözleşmesi'ni ve 6284 sayılı kanunu hedef alan zihniyete karşı mücadelemiz sürecektir. Buradan sesleniyoruz,  İktidara geldiğimizde ilk işimiz İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe koymak ve 6284'ü eksiksiz uygulamak olacaktır." ifadelerini kullandı. 

Artık Bu Ülkede Bir Çocuk Bir Kadın Ölmeyecek

Kent Meydanında gerçekleşen basın açıklamasında CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş: “Gün geçmiyor ki ülkede acı bir olay yaşanmasın. Gün geçmiyor ki kadın cinayeti, çocuk cinayeti olmasın. Bunun sebebi 20 yıl bu ülkeyi yönetenler. Bir çocuk öldüğünde bir şey olmaz diyenler. Ne yönetim anlayışı ne yönetimiyle birlikte kadını suçluymuş gibi gösteren anlayışla karşı karşıyayız. Bugün Narin, dün Özgecan, yarın başka bir kızımız. Artık bu ülkede bir çocuk, bir kadın ölmeyecek. Sorumluları kimse CHP olarak sorumluları haykırmaya devam edeceğiz. İktidar değişene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Giderayak bu ülkedeki bütün değerleri nasıl tahribata uğratırız diye düşünüyorlar. Kadın, çocuk, kız herkesin eşit yaşadığı bir ülkeyi tekrar getirip inşa edeceğiz. Herkesin adil ve eşit yaşadığı ülkeyi inşa edeceğiz. Haber almadığımız ve bilmediğimiz o kadar çok çocuk cinayeti oluyor ki. Eşit ve adil Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz” açıklamalarında bulundu.