Bursa’dan Osmanlı’ya Yolculuk!
GAZETEABC/ HABER: ADİVİYE ELBAŞBursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarih Vakfı iş birliğiyle Bursa’nın, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan sanayi ve üretim mirasını ele alınan Bursa Emek ve Endüstri Tarihi Uluslararası Sempozyumu düzenlendi. Düzenlenen sempozyumda açılış konuşmasını gerçekleştiren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey: "Bugün Bursa'nın geçmişine duyduğumuz saygının ve geleceğine olan sorumluluğumuzun bir yansıması olarak bu sempozyumla çok önemli bir adım atıyoruz. Osmanlı'dan günümüze emek veren endüstri tarihi üzerine bir sempozyum düzenliyoruz. Bursa, daha önce genel konuşmacılarımızın da bahsettiği gibi, hem sanayi anlamında önemli bir şehir hem de işçilerin haklarının korunması konusunda sendikalaşma konusunda önemli adımların atıldığı bir kenttir. Bursa'nın sekiz bin beş yüz yıllık geçmişi olduğunu unutmamak gerekir. Bu sempozyumda, belki Osmanlı'dan bugüne yansımalarını tartışacağız; ancak Bursa'nın tarihi çok daha derin. Örneğin, Bursa'nın iki bin yedi yüz yıl önce kurulması ve Gölyazı'daki gelişmeler, insan ilişkileri ve üretim ilişkileri gibi konuları incelemek de önemlidir. Nilüfer bölgesinde yaptığımız çalışmalar sırasında, Milli Tabutları'na rastladık. Bu, sekiz bin beş yüz yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişe işaret ediyor. Marmara Denizi'nin o dönemdeki varlığı ve zamanla yaşanan depremlerle oluşan doğal değişimler, kara parçalarının açığa çıkmasına neden olmuştur. Selçuklu İnegölü'ne ait süreçler de bu bağlamda değerlendirilmeli. O dönemlerdeki emek ve üretim süreçlerini araştırmak, Bursa'nın tarihine ışık tutacaktır. Burada çıkacak sonuçlar son derece önemli. Bursa, geçmişiyle geleceğe ışık tutan bir kenttir. Tarihe baktığımızda birçok yeniliğin, farklılığın ve kritik süreçlerde alınan kararların bulunduğu bir yerdesiniz. Ancak bu bilgilerin bir kısmını bilmiyor olabiliriz. Yine de, ilgili yazıtlarda bu durumun karşılıklarını görmek mümkündür. Bursa'nın her bir değerine sahip çıkmak ve bunları gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin sorumluluğudur. Bu sorumluluğu üstlenmek, hem STK'lar hem üniversiteler hem de diğer kurumlar olarak bizim görevimizdir. Eğer bu sorumluluğu birlikte yüklenirsek, kenti yaşamsal hale getirir ve gelecekle ilgili planlamalarda geçmiş süreçlerden örnekler alarak kenti inşa edebiliriz. Yeni planlama anlayışımız çerçevesinde, ilimizde 2050 vizyonunu çevre düzeni planı yapıyoruz. Bu planı oluştururken, Bursa'nın geçmişinde var olan emek ve ilişkilerini de göz önünde bulundurmalıyız. Bursa'nın geleceğine doğru bir şekilde yön vermek için bu konuları önemsiyoruz. " dedi.